Ağrı İl Emniyet Müdürlüğü verilerine göre, Narkotik Şube Müdürlüğü tarafından uyuşturucu üreten, satan ve kullananlara yönelik yapılan çalışmalar kapsamında bu yıl toplamda 430 operasyon gerçekleştirildi.
Verilere göre, gerçekleştirilen operasyonlarda yakalanan 558 kişiden 84'ü tutuklanarak cezaevine gönderildi. Bu operasyonlar 565 kilo 47 gram eroin, 80 kilo 242 gram metamfetamin, 65 bin 499 adet sentetik ecza, 41 kilo 965 gram afyon sakızı, 18 kilo 643 gram esrar, 18,94 gram bonzai, bin 240 adet ecstasy hap, 343 adet kök keneviri, 2 adet captagon ele geçirildi.
Hal bu kadar vahim iken Ağrı'da böyle bir organizasyonun önüne geçebilmek için toplumun el birliği ile hareket edip bu büyük sorunun önüne geçmesi gerektiği durumu ön plana çıkarıyor.
Yaşadıklarını ve çevresi ile diyaloğunu anlatan madde bağımlısı A.K. sorunun giderilmesi ve bu bağımlılığın önüne geçilebilmenin en önemli tarafı halkın kendilerini ötekileştirmemeleri ve gerçek sevgiyi göstermeleri gerektiğinin altını çiziyor.
Bir işte çalıştığı süre zarfı içinde madde kullanımını terk ettiği, işten çıktığında ise yeniden madde kullanımına başladığını kaydeden A.K. Devletin desteğinin çok önemli olduğunu ve kendilerini oyalayabilecek atölyelere yönlendirilmeleri ile bu illetten kurtulabilmenin mümkün olabileceğini söyledi.
İşte A.K. ile sorunları, yaşadıkları ve Ağrı'da madde kullanımı ile ilgili soru cevaplı yaptığımız röportaj:
A.K., "Sevgi güzel bir şeydir, insanların bizi ötekileştirmemeleri, bizi kendilerinden uzaklaştırmamaları lazım sevgilerinden, sıcaklıklarından. İnsanız sonuçta, sanki karşılarında canavarmışız gibi, yok edici gibiyiz, böyle olmaması lazım. Neticede onları da Allah yarattı, bizi de Allah yarattı, isteriz ki aynı toprak üzerinde güzelce yaşayalım. Madde bağımlılarına hiçbir zaman kötü gözle bakmayın, eminim ki madde bağımlıları insanlara kötü gözle bakmıyorlar."
Yıllardır uçucu uyuşturucu madde kullanıyorsunuz, kaç yaşında tanıştınız bu illetle?
6-7 yaşlarında sigaraya başladım, 16 yaşında bally diye tabir ettiğimiz maddeye başladım ta 26-27 yaşlarına kadar. O sıralar Ağrı'da bir ortaokulda işe başladım İŞKUR üzerinden, 6 aylığına ve bu süre zarfında madde kullanmayı bıraktım. Sonra alkol kullanımına başladım, alkolden sonra uyuşturucu madde kullanımına başladım, bozai, metafetamin gibi maddelere başladım. Belli zaman geçtikten sonra bıraktım, İŞKUR üzerinden daha önce işe başladığım ortaokulda yeniden işe başladım. Bu işteki 6 aylık süre boyunca yine kullanmadım. 6 aylık süre bitti, iş bitince bir ay sonra yeniden metafetamin, bonzai kullanımına başladım.
Şunu mu anlıyoruz, işe başlayışlarınız sizi madde kullanımından mı alıkoyuyor, sizi oyalıyor mu ya da işe başladığınızda daha mı böyle hayata tutunmak istiyorsunuz, bunun sebebi ne?
İş bir meşguliyettir, işimle meşgul olduğum zamanlarda madde kullanımını unutuyorum. Çünkü görevimi tam layıkıyla yerine getiremiyorum o aklımdayken. O yüzden madde kullanımını aklımdan çıkarıp kendimi işime veriyorum. İşten sonra ya bir kahvehaneye giderdim ya da evimde istirahate çekilirdim. Çalışmadığım zaman dilimi içinde ise dışarıda kötü arkadaş, çevre diye tabir edilen, benim arkadaşlarımın yanına gidiyordum onlarda 'gel yeni bir şey gelmiş' ya da 'alkol içelim' gibi teklifler yapıyorlardı bende haliyle uğraşacak bir meşguliyet olmayınca kendimi ne kadar zorlarsam zorluyayım mecbur onlara uyuyordum.
Bu maddeleri kullanırken ne hissediyorsun?
Yani herkes pişmanlık duyar, ben ise kullanırken hiç pişmanlık duymadım.
Neden?
Tabi bırakmayı istemedim mi? İstedim, bıraktım da. Yani bırakma demeyelim aslında ara verdim, bir daha başladım. İnsan kendini boşlukta hissettiği zaman ne yapacağını bilemez, çoğu insan öyle. Elimden geldiğince uzak duymaya çalıştım, yeğenlerim oldu, yeğenlerimi bile sevemiyorum. Bir defa kucağıma aldım, daha da alamadım madde kullandığımdan dolayı öyle uzaktan mimiklerle seviyorum. Bu madde yüzünden öyle hasretler yaşayabiliyorum. Son 4-5 ay içerisinde sosyal hayatım sıfıra indi diyebilirim, toplasanız iki elin sayısı kadar insan etrafımda kaldı, çünkü karşımdaki insanın kalbini kırabiliyorum.
Peki sorgulatmıyor mu? Size, evet 'kullandığımdan dolayı pişman değilim' diyorsunuz ama ister istemez sosyal hayatınızı olumsuz etkiliyor. 'Yeğenlerime dokunamıyorum' diyorsunuz, 'neden bunu kullanıyorum' diye bir soru sormuyor musunuz kendinize?
Dediğiniz gibi sorgulatır ama 'ben kullanmayı bırakayım' diye bir şey yok, 'bırakacağım' diye bir şey de yok, 'bıraktım' diye bir şey var. Net olacaksınız bu konuda, askerden önce bir yıllığına net oldum dedim bıraktım, kullanmayacağım. Sigara bile kullanmadım bir yıl boyunca. Günde dört paket sigara içen biriyim. Biri beni bayağı sinirlendirdi, bir yıllık öfkemi ona kusmamak için bir daha sigaraya başladım, sigarayı kullandıktan 3-4 gün sonra bir daha maddeye geri döndüm.
Babanız yıllar önce vefat etmiş, anneniz ile yalnız yaşıyorsunuz. Anneniz ile diyaloğunuzu anlatın o neler yaşıyor, maddeyi kullandığınızda neler hissediyor, neler söylüyor size?
Annem ile diyaloğum çok iyi, beni çok sever ve ailede en çok üzerine titrediği evladı benim. 'Evin son beşiği evin kıymetlisidir' diye bir tabir vardır. Bende evin en küçüğü olduğum için annem bana daha çok düşkündür. Tabi bu maddeyi kullandığımdan dolayı annem sinirlenebiliyor, üzülebiliyor, zaten rahatsızlıkları da var. Tansiyon hastası olduğundan dolayı üzüldüğünde baya bi kasılabiliyor. Ama hastalandığı zaman kimseyi dinlemez, yemeden içmeden kendini alıkoyar. Sanki odanın kapısını kilitlemiş gibi kendisini içine kilitler, kimseyle konuşmaz. Ben gider yemeğini yediririm, kendisine gelmesini sağlarım. Aramızdaki problemler bir şekilde düzeliyor ama bir daha aynı duruma gelebiliyoruz.
Uyuşturucunun temini nasıl gerçekleşiyor, bu durum çok mu kolay Ağrı'da, bu iş nasıl yürüyor, ne kadar vakıfsınız bu duruma?
16 yaşında başladım madde kullanımına, şimdi 33 yaşındayım. Tabi bu maddeleri 7-8 yaşından beri görüyorum, o zamandan bu zamana baya yaygınlaştı. Bizim ikamet ettiğimiz mahallemizde kullanan gençler vardı, yaşça büyükler. Onlar kullandığında görüyorduk ve özenti de vardı. İşte 'mahallemizin ağabeyleridir, bizde büyüdüğümüzde kullanır mıyız?' gibi izlenimler oluyordu. Yaş ilerledikçe daha da bir özenmeye başladık, içlerine girmeye başladık, arkadaşlarla birlikte ve arkadaş çevrem hep madde kullanıma doğru gitti. Madde kullandıktan sonra işte arkadaşlarımın yanına oturmaya başladım, 'kullanmam, kullanmam' dedikçe iyice içine battım. Başta bally kullanmak suretiyle tabi 8-10 yıl bunu kullandım, sonra bally'i bıraktım. Alkol, uyuşturucu madde, metafetamin gibi. Bir haftadır kullanmıyorum, şükür bıraktım. Bu noktada Yeşilay Ağrı Şubesinin katkısı oldu bana, Şube Başkanı Cihangir ağabey ön ayak oldu, yardımcı oldu sağ olsun.
Şu anda ne aşamadasınız, neler yapacaksınız, etrafınızdaki insanlara tavsiyeniz ne olacak?
Çevreme bakıyorum da 10, 15, 20 yaşlarındaki gençlerimiz sömürülüyor. Hepsi madde kullanıyor, satıyorlar, içiyorlar. Çevrelerine zarar veriyorlar. Bizim de başımızdan bazı durumlar geçti ama şimdiki gençlik daha kötü durumda, çevresine acayip şekilde zarar veriyor. Devlet büyükleri sahip çıkmadığı sürece gençliğin durumu hiç iyi olmayacak. Cezaevine gittiğiniz zaman oradakilerin yarısından fazlası madde bağımlısı, müptezel diye tabir ettiğimiz insanlar. Yakında bende oraya gidecekmişim gibi bir izlenim oluyor.
Bu noktada devlet neler yapmalı, sizin gibi insanlar için ne tür önlem ve tedbirler almalı?
Metamfetamin kullananlar şöyle bir şey yapıyorlar, parfüm şişesine öyle bir şekil veriyorlar ki siz diyeceksiniz bu işi yıllardır yapıyorlar. Mesela camı ısıtarak şekil veriyorlar, bize de öyle bir atölye açsalar, ona verilen emekle fevkalade işler çıkarıyorlar, böyle bir atölye açılsa, Devlet büyükleri ön ayak olursa çok güzel işler başaracağımızdan eminim. Devletin bize sahip çıkmadığı her an bizim uçuruma gittiğimiz andır. Eğer böyle devam ederse, Ağrı'da bayağı bi kaos olacak. Hal hareketlerimiz bayağı değişiyor. Hele kristal dediğimiz madde insanı tam bitiriyor, çünkü öyle bir şekil veriyor ki adama karşınızdaki ile diyaloğunuz baya bi değişiyor, karşınızdakinin size karşı düşüncelerini anlamaya çalışıyorsunuz. Onu yanlış düşünebiliyorsunuz, zarar verebiliyorsunuz, onunla ilgili kötü düşünceleriniz oluyor, en yakınınızdakini bile uzaklaştırabiliyorsunuz. Dediğim gibi eğer bir önlem alınmazsa biz şuanda uçurumun köşesindeyiz.
Yeşilay'da YEDAM (Yeşilay Danışmanlık Merkezi) diye bir birim var, Cihangir ağabey oraya da yönlendirdi. Orada çok değerli psikiyatri görevini yürüten arkadaşlar da vardı, onlarla görüştüm katkıları oldu. Güzel bir hizmet aslında, bu birimin bize katkı sunacağına inanıyorum. Çünkü bana katkısı oldu, bana katkısı olmuş ise diğer arkadaşlarımıza da katkısının olacağına inanıyorum. YEDAM'ı da herkese tavsiye edeceğim.