Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi tarafından açılan Doğal ve Organik Ürünler Pazarı, bölgenin yerel lezzet ve ürünlerini tanıtmasının yanında istihdama da katkı sağlıyor.
Pazarda bulunan tezgahtarlar ürettikleri doğal ürünleri tanıtarak vatandaşları sağlıklı bir yaşam için organik ürünleri tüketmeye davet etti.
7 yıl rehber öğretmenlik yapmasının ardından son bir senedir organik üretim yapmaya karar veren Figen Beyazağaç Gül, ürettiği ürünleri Doğal ve Organik Ürünler Pazarında tüketici ile buluşturuyor.
Bölgenin ve Diyarbakır'ın organik pazarlara ihtiyacı olduğunu söyleyen Gül, "Doğal ve organik pazar, özellikle kadın istihdamı ve bölgenin üretim alanına açılması bakımından bizim ve bölge halkı için çok güzel bir yer oldu. Evdeki annelerimiz ve ablalarımız için bir iş imkânı oluştu." şeklinde konuştu.
Gül, "Çünkü herkes fabrikadaki ambalajlı ürünleri alıyor. Bu ambalajlı ürünlerin içinde ne olup olmadığını veya nelerden yapıldığını bilemiyoruz. Ancak bu pazarda, ürünlerin tamamı ev yapımı, organik ve doğal şartlarda üretiliyor. Gönül rahatlığı ile tüketilebilir." dedi.
"Dijital ortamda yapılacak satışlarla yerel lezzetler bütün şehirlere gönderilecek"
Doğal ve organik pazarın hafta içi saat 08.00-19.30; hafta sonu da yasak nedeni ile 10.00-18.00 arası açık olduğunu belirten Gül, planlanan dijital pazar için, "Vali Bey, dijital pazar sistemi kuracaklarını söylediler. Revaçta olan ürünler orada da satılacak. Ürünleri gelip alamayanlar için kargo imkânı olması ya da başka şehirlere göndermek oldukça güzel ve avantajlı bir sistem." ifadelerini kullandı.
Bir buçuk yıldır eşi ile birlikte kozalak şurubu ürettiğini belirten Gül, konuşmasını şu şekilde sürdürdü:
Bölgede bu şurubu yapan sayılı insanlardanız. Üzüm sirkesi, elma sirkesi ve ev yapımı turşularımız ile standımda bulunanların tamamı organik. Bunlar içerisinde gerek Diyarbakır yöresine ve gerekse Vanlı olmam nedeniyle Van bölgesine ait olan ürünler bulunuyor. Yani kurutmasından salçasına, turşusundan sirkesine kadar tamamı kendim ve eşim tarafından yapılan ürünlerden oluşuyor.
Organik ürün fiyatlarının yüksek olduğu algısına değinen Gül, "Fiyatlarımız oldukça uygundur. Toplumda 'Organik pazardır, organikse fiyatları uçuktur' mantığı var. Hayır! aslında bizim dışarıdaki fiyatlardan çok bir farkımız yok. Şarküterilerde alınan ve içinde ne olduğu bilinmeyen bir cevizli sucuk ile yüzde 100 doğal olan cevizli sucuğumuz arasında bir iki liranın oynaması oldukça doğaldır. Ama fiyatlarımız hiçbir şekilde uçuk değil. Aksine, 'alışsınlar gelsinler' diye bazı arkadaşlarda piyasanın altında da ürünler bulunuyor."
"Ürünlerimiz yüzde 100 organik ve doğal ürünlerden oluşuyor"
Ürünlerinin Bakanlık tarafından belgeli ve tamamen organik olduğuna dikkati çeken Gül, konuşmasına şöyle devam etti:
AVM veya marketlerde satılan bazı ürünlerde 'organiktir' veya 'Tarım Bakanlığından onaylıdır' şeklinde yazılar var. Ancak bizim ürünlerimiz kendi ev yapımımızdır. Örneğin biz eriştelerimizi renklendirmek için herhangi bir gıda boyası kullanmıyoruz. Direkt sebzelerin kendi püresinden yapıyoruz veya peynirimizi şırdan mayası ve orijinal dediğimiz mayalardan mayalıyoruz.Anneler gönül rahatlığı ile gelip tadabilir, bakabilir, koklayabilir. Zaten organik ürünün en belirgin özelliği kokması ve küflenmesidir. Doğal bir inek sütünü alıp götürdüğünüzde ilk gün kaynatmazsanız ertesi gün kesilir. Ama market sütlerinin 3-4 ay raf ömrü var. Bizim ürünlerimizin öyle bir durumu yok. Ürünlerimiz kısa süreli, uzun vadede olmayan, katkısız doğal ürünlerden oluşuyor.
"Sağlıklarını düşünenlerin kesinlikle organik pazara uğramaları gerekiyor"
Organik ürünler pazarında bitki çayları satışı yapan Ayşe Çetinkaya, "Adaçayı ve ıhlamura pandemiden dolayı müşterilerimiz çok rağbet gösteriyor. Bizler de ona ağırlık verdik. Tabii organik ürünler olarak kendi ürettiğimiz salçamız, biberimiz ve bademlerimiz de bulunuyor. Bademleri kendi ektiğimiz fidelerden topluyoruz. Biber ve domates salçaları da aynı şekilde kendi bahçemizde ekip öğüttükten sonra salça haline getiriyoruz. Onun dışında pul biber ve kurutmalıklar da yapıyoruz." ifadelerini kullandı.
Günümüz insanlarının organik ürünlere rağbet gösterdiğini dile getiren Çetinkaya, konuşmasını şöyle sürdürdü:
Adaçayı, ıhlamur ve kekiği karışım şeklinde müşterilerimize sunuyoruz. Zaten biz kendi kullanmadığımız ürünleri hiçbir şekilde müşterilere aktarmıyoruz. Sağlıklarını düşünenlerin kesinlikle organik pazara uğramaları gerekir.
Büyükşehir Belediyesinin kendilerine verdiği stantta "kendin yap kendin sat" usulüyle satışlar yaptıklarını belirten Ayfer Yalçın, "Erişteler, pancar reçelleri, turşular ve kurutmalar gibi ürünler satıyoruz. Ürünlerimizde herhangi bir katkı maddesi bulunmuyor. Ürünlerimizi kendimiz ekiyoruz, biçiyoruz sonra belli aşamalardan geçirip burada vatandaşlara sunuyoruz."
"Organik ürünlerimiz kesinlikle sağlıklı ve hijyenik ortamlarda yapılıyor"
Dicle ilçesinin yerel, doğal ve organik ürünlerini tanıtmak istediklerini belirten Abdullah Şahinoğlu, "Organik olmayan, kimyevi ilaçların kullanıldığı hiçbir ürünü burada tanıtmak ve getirmek istemedik. Burada yaptığımız sucuk, pestil ve pekmez çeşitlerimiz gibi her türlü organik ürünleri bulabilmeniz mevcuttur. Ürünlerimizin hiçbirinde glikoz veya katkı maddesi kullanmadık. Yüzde 100 üzüm suyundan ve geleneksel tekniklerimizle yaptığımız ürünlerdir" ifadesini kullandı.
Vatandaşların organik pazara gelip ürünlerini tatmalarını isteyen Şahinoğlu, konuşmasına şöyle devam etti:
Ürünlerimizden eminiz. Önce tadına baksınlar, kokusunu alsınlar. Eminiz ki tadına baktıkları zaman hiçbir şekilde vazgeçemeyecekler. Organik ürünlerimiz kesinlikle sağlıklı ve hijyenik ortamlarda yapılıyor. Biz ne şekilde ürünler tüketiyorsak müşterilerimize de kaliteli, organik ve doğal ürünler temin ediyoruz.Müşterilerimiz, genelde pazarlardan veya marketlerden aldığı fabrikasyon ürünleri biraz daha ucuz fiyatı alıyorlar. Burada yapılanlarınsa hepsi el emeği göz nuru ve hiçbir şekilde kimyevi madde kullanılmıyor.
100 kilo üzümden 20 ya da 30 kilo pekmez çıkarken dışarıdan alınan ürünlere glikoz ve su katıldığından fiyatı daha ucuz olabiliyor. Ürünlerimizde katkı maddesi kullanılmadığından haliyle fiyatımızın pazarlara göre biraz yüksek olması normaldir.
"Organik ürünler bağışıklığı kuvvetlendirir"
Diyarbakır'a bağlı Cumhuriyet mahallesinde ürettikleri organik süt ve süt ürünlerini satan Hüseyin Solmaz, ürünlerini su ve antibiyotik testinden sonra satışa sunduklarını ifade etti.
Solmaz, "Tüm ürünlerimiz organik olmasına rağmen market ürünleriyle aynı fiyata satıyoruz. Allah Teala'ya şükür işlerimiz de iyidir. Diyarbakırlıları organik pazara bekliyoruz. Nitekim organik ürünler virüs açısından insan bağışıklığını kuvvetlendiriyor. Ürünlerimize asla ilaç veya herhangi bir katkı maddesi katmıyoruz." dedi.
Diyarbakır'ın Eğil ilçesinden üretip getirdiği doğal ürünleri satan Cengiz Aydın, "Eğil'in üzümü ve pestili meşhur. Aynı zamanda menenciği ve mercimeği de organik olarak yetişiyor. Devletimiz ürün yetiştirilmesi için teşvikler sunmuştu. Fakat şu anda galiba devlet bu teşviklerden vazgeçiyor. Eğer vazgeçerseler organik malzemelerin sonu gelir. Devletimizin üreticilere katkıda bulunması lazım. Bütün hastalıklar yapay olan zirai ilaçlardan kaynaklanıyor. O yüzden devlet desteği olmazsa çiftçi üretimi sürdüremez." şeklinde konuştu.