9'uncu yüzyıl sonları ile 10'uncu yüzyıl başlarında yaşadığı tahmin edilen Hüseyin Gazi, Hazreti Peygamberin soyundan geldiği rivayetlerine dayanılarak seyyid bir evliya olarak biliniyor.
Müslümanların Anadolu'yu yurt edinmelerinin ardından örgütlenme ve eğitim ihtiyacı ortaya çıkmış, Horasan'dan Anadolu'ya gelen Erenler olarak adlandırılan aydın kesim, eğitim görmek amacıyla Anadolu'da önem addedilen önemli şahsiyetlerin yatırları üzerinde ve adlarıyla uyumlu şekilde birer tekke yapılmıştır. Bunlardan bir tanesi de Ankara Mamak ilçesinin Hüseyin Gazi semtinde bulunan Hüseyin Gazi'dir.
Tarihçi-Yazar Tarık Sezai Karatepe, İLKHA muhabirine verdiği röportajda Hüseyin Gazi ile ilgili önemli bilgiler paylaştı.
Tarihçi-Yazar Tarık Sezai Karatepe
"Hüseyin Gazi haçlı ittifakına karşı duran bir mücahitti"
Hüseyin Gazi'nin 9'uncu yüzyıl sonları ile 10'uncu yüzyıl başlarında yaşadığına dair rivayetlerin olduğunu belirten Karatepe, "Hüseyin Gazi, Anadolu'yu haçlı ittifaklardan kurtarmak için askerleriyle birlikte gelmiş olan bir mücahid, bir alperen tiplemesidir. Hüseyin Gazi'yi daha sonraki kuşaklarda Battal Gazi ve diğer alperenlerle birlikte anmamız mümkündür. Bu insanların önemi hem savaşçı hem de tasavvufi yönleriyle Anadolu'yu imar eden, kurtaran karakterler olmalarından dolayıdır. Bu insanların önemi ayrıca Anadolu'yu Anadolu yapan değerlerdir. O dönemde Avrupa'da bir haçlı ittifakı oluşmuştu. Bu haçlı ittifakı, henüz yeşermeye başlayan Selçuklu coğrafyasında imha operasyonuna dönüşmüştü. Hüseyin Gazi ve erenleri, bu imha operasyonlarını durdurmuş ve muhtemelen Ankara'da şehid düşmüş bir insandır. Türbesi de Ankara'da bulunmaktadır." dedi.
"Hüseyin Gazi'yi İslam dairesinden çıkarmak isteyenler var"
Hüseyin Gazi'nin bir İslam mücahidi olduğunu vurgulayan Karatepe, "Hüseyin Gazi'yi İslam dairesinden çıkarmak isteyenler vardır. Bunların çabaları boşunadır çünkü Hüseyin Gazi, bütün dünya tarafından bilinen bir insandır. Sadece Türkiye coğrafyasında değil, Arabistan, İran ve Orta Asya coğrafyasında da kahramanlığıyla ün salmış Kur'an ve Sünnet üzerine yaşayan bir insandır." ifadelerini kullandı.
"Bu tür kutup şahsiyetleri bir ırka, bir etnik gruba bağlamak yanlıştır"
Hüseyin Gazi'nin soyu hakkında farklı rivayetlerin olduğunu aktaran Karatepe, "Mekke-Medine ahalisinden olduğu söylendiği gibi Artuklu ya da Kayuoğullarından olduğu söylenir. Bunun da sebebi o dönemlerde sözlü rivayetin çok gelişmiş olmasındandır. Tarihi gerçeklikten biraz uzak olan rivayetler dolayısıyla bu tür kutup şahsiyetleri bir ırka bağlamak, bir etnik kökene dayandırmak sakıncalı olur, gerçekliği de yansıtmaz. Ama bilinen bir gerçek var ki Hüseyin Gazi, Anadolu'da bir barış atmosferi oluşturmuş, Anadolu halkını ümmet şuuru etrafında birliğe ve kardeşliğe davet etmiştir." diye konuştu.
"İnsanlar artık Ahmet Yesevi, Gülbaba, Ahmed-i Hani ve İdris-i Bitlisî ile tanışması lazım"
Tarihi, kültürü ve inancıyla barışık bir toplum yapısının ancak bu tür şahsiyetlerin tanınması, tanıtılmasıyla mümkün olabileceğini belirten Karatepe, "Anadolu insanımızın artık Ahmet Yesevi, Gülbaba, Ahmed-i Hani ve İdris-i Bitlisî ile tanışması lazım. Bunu sivil toplum kuruluşlarımızın yapması lazım. İLKHA'ya bu anlamda teşekkür ediyoruz. Gerçekten çok önemli hizmetlerde bulunuyorlar. Bu şahısları tanıttıkça ülkemiz yanlış fraksiyonlardan uzak kalacaktır. Gençlerimiz yanlış ve zararlı fraksiyonlara kapılmayacaklardır. Böyle olunca tarihi, kültürü, inancı, dini ve diliyle barışık bir toplum yapısı meydana gelecektir." ifadelerini kullandı.