Alimler Birliği Başkanı er-Raysuni, Yurt Dışındaki Filistinli Alimler Heyeti'nin telekonferans aracılığıyla düzenlediği ve İslam aleminin önde gelen alim, davetçi ve mütefekkirlerinin katılım sağladığı 4. Genel Kurul Toplantısı'nın açılışında yaptığı konuşmada, işgal rejimi ile normalleşmeye tepki göstererek, buna karşı alimleri göreve çağırdı.
Bazı Arap ülkelerinin tüm tepkilere rağmen işgal rejimi ile normalleşme kararının Filistin davasının tasfiyesini hedefleyen bir tehdit olmanın ötesinde Filistin halkına yönelik yeni bir kuşatmayı teşkil ettiğini belirten er-Raysuni, bütün olumsuzluklara rağmen Filistinlilerin sağlam iradeleriyle dimdik ayakta kaldığına dikkat çekti.
Toplantıya iştirak eden alimlere seslenen er-Raysuni, mevzu bahis kuşatmayı kırmak için Müslümanları harekete geçirmeye, halkları şuurlandırmaya ve kararlı duruş sergileyerek işgal rejimini ve işbirlikçilerini abluka altına almaya davet etti.
Dünya Müslüman Alimler Birliği’nin ıslah ve davet çalışmalarında ümmetin başlattığı hareketin öncülüğünü üstlendiğini belirten er-Raysuni, Yurt Dışındaki Filistinli Alimler Heyeti'nin ve Filistin davasının ise Müslümanların öncelikleri arasında yer alması gerektiğini vurguladı.
Yurt Dışındaki Filistinli Alimler Heyeti Başkanı Nevvaf et-Tekruri de yaptığı konuşmada, İslam alimlerinin Filistin davasına yönelik desteğini ve aktif rolünü takdirle karşıladı.
Toplantı esnasında yaptığı konuşmada, bazı ülkelerin işgal rejimi ile ilişkilerini geliştirmesi ve normalleşme anlaşmaları imzalamasından derin üzüntü duyduğunu aktaran et-Tekruri, alimlerin normalleşmeye karşı mücadele etmesinin dini bir vecibe olduğunun altını çizdi.
Mescidi Aksa İmam Hatibi Şeyh İkrime Sabri de İslam alimlerini, safları birleştirmek ve kendilerinin varlıklarını ortaya koymak için etkili bir geniş cephe oluşturmaya çağırdı.
Uzun süredir başta BAE olmak üzere Körfez ülkeleri ile siyonist işgal rejimi arasında perde arkasından yürütülen ciddi ilişkiler süreci, Trump'ın 13 Ağustos'ta BAE, 11 Eylül'de de Bahreyn'in işgal rejimi ile barış anlaşmasına vardığını duyurmasıyla alenileşmişti. Daha sonra Sudan ve Fas da sözde normalleşme sürecine katılmıştı.