Konuyla ilgili yaptığı açıklamada ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Ned Price, Biden yönetiminin, Batı Şeria’yı işgal edilen topraklar olarak gördüğünü bildirdi.
İnsan hakları uygulamaları hakkındaki ABD’nin yıllık raporunda Batı Şeria için “işgal altındaki bölge” tanımının neden kullanılmadığına değinen Price, söz konusu raporun, Batı Şeria’nın karşı karşıya kaldığı mevcut durumu bağlamında “işgal” terimini kullandığını savundu.
Açıklamasında Price, ABD’nin Batı Şeria’yı işgal edilmiş topraklar olarak kabul etmesinin gerek cumhuriyetçi gerekse de demokrat olan önceki hükümetlerin de uzun yıllardır sürdürdüğü pozisyon olduğunu ileri sürdü.
Biden yönetimi, muhtelif ülkelerin insan hakları konusundaki uygulamalarının kapsamlı şekilde değerlendirildiği 2020 İnsan Hakları Raporu'nda, Batı Şeria’yı “işgal edilmiş bölge” olarak tanımlamaktan kaçınmıştı. Bu yaklaşımıyla Biden yönetiminin, ABD eski Başkanı Trump ile aynı yerde durduğu yorumu yapıldı. Trump döneminde yayınlanan raporda “israil ve işgal edilmiş topraklar” başlıklı kısmın adı “israil, Batı Şeria ve Gazze” olarak değiştirilmişti.
ABD Dışişleri Bakanlığı’nın her yıl yayımladığı insan hakları raporunda, 2018'e kadar Batı Şeria ve Gazze'deki bazı bölgeler için "işgal altındaki topraklar" ifadesi kullanılıyordu. Trump’ın başkanlık ettiği 2018 ve 2019 yıllarında yayımlanan söz konusu raporlarda, Batı Şeria için kullanılan "işgal altındaki" ifadesi çıkarıldı. Bu durum, Biden yönetimi döneminin ilk insan hakları raporunda da devam etti.
Diğer taraftan eski ABD Dışişleri Bakanı Mike Pompeo, görev devrinden önce Kudüs’e gerçekleştirdiği veda ziyaretinde, işgal altındaki Batı Şeria'da inşa edilen bir yasa dışı Yahudi yerleşim alanını ziyaret edip burada yer alan Yahudi yerleşim birimlerini artık yasa dışı olarak görmediklerini duyurmuştu. Söz konusu ziyaretiyle Pompeo, Batı Şeria'da yer alan yasa dışı Yahudi yerleşim merkezlerini ziyaret eden ilk ABD Dışişleri Bakanı olmuştu.