İletişim Başkanı Altun, “İlahî kelamı nüzûluna aykırı bir biçimde, özünden koparırcasına, sözde semâ gösterisi eşliğinde Türkçe okumak 'hoşgörü' kelimesiyle ifade edilecek bir olay değildir.” dedi.
Türkiye'nin yaşamış olduğu onca badireye, inanç hürriyetine getirilen onca engelleme ve kısıtlamaya rağmen, bu toprakların değerlerine inanmış kadrolar tarafından uzun yıllar süren meşakkatli mücadelenin ardından yeniden hoşgörü ve demokrasi diyarına dönüştürüldüğünü belirten İletişim Başkanı Fahrettin Altun, şunları kaydetti:
Hoşgörü denildiği zaman akla ilk gelen bu toprakların sönmeyen kandili Hazreti Mevlana'nın vuslat gecesinde, ne yazık ki bizlere geçmişin kötü hatıralarını yeniden hatırlatacak kahredici bir olay vuku bulmuş, Kur'an-ı Azim'e ve Hazreti Mevlana'ya büyük bir saygısızlık yapılmıştır. İlahî kelamı nüzûluna aykırı bir biçimde, özünden koparırcasına, sözde semâ gösterisi eşliğinde Türkçe okumak 'hoşgörü' kelimesiyle ifade edilecek bir olay değildir.
"Bu saygısızlığa sessiz kalamayız"
Hoşgörünün her inancı özü ve şekli itibarıyla olduğu gibi kabul etmek ve saygı duymak olduğunu belirten Altun, "İslam, özü ve şekliyle bir bütündür. İslam'ın kaideleri 'hoşgörü' kelimesi altında içi boşaltılacak değerler değildir. Bu saygısızlığa sessiz kalamayız. Bu saygısızlığın hangi hesaplarla yapıldığını çok iyi biliyoruz. Despotik, baskıcı, yasakçı ve her türlü değerin silindiği karanlık geçmişlerini özleyenlere açıkça söylüyoruz, Türkiye ne pahasına olursa olsun özlemini çektiğiniz o karanlık günlere hiçbir zaman dönmeyecektir." dedi.