Cizre’nin ortasından geçen Dicle Nehri'nin kenarındaki kaleden başlayıp Asri Mezarlığı’na kadar yaklaşık 3 bin metre uzunluğundaki tarihi kent surlarının Guti’ler tarafından inşa edildiği biliniyor.
Med, Pers, Roma, Sasani, Abbasi ve Mervani gibi birçok devlete ev sahipliği yapan surlarda bulunan iki kapı dışında da 3’üncü kapı, milattan sonra 226 yılında Cizre Kalesi içinde Sasani Kralı Erdeşêr Babakan tarafından yapıldığı ve adına da "Deriyê Şêr" denildiği belirtiliyor.
Görkemli süslemeler ve beyaz kireç taşlarının yanı sıra bölgenin jeolojik yapısına uygun kara bazalt taşlarının kullanıldığı 15 metre yüksekliğindeki surların dış cephesi, eni 3 metreyi bulan yontma taş ve düzgün kesme bazalt bloklardan yapılı. 8 burçtan oluşan surların 5’i güneyde 2’si kuzeyde biri ise doğu surlarının üstünde kurulu.
Kültürel kimlik, sahip olunan değerler ve bölge turizmi açısından çok önemli bir konuma sahip olan 6 bin yıllık surların üzerine son 50 yılda yapı inşa edilirken, büyük bölümü de ilgisizlikten ya yıkıldı ya da toprak altında kaldı.
1990-1997 yılları arasında Kültür Bakanlığı tarafından tarihi kent surlarının bir bölümü onarıldı. 2012 yılında ise birinci etap çalışmalarında İç Kale’de bulunan Hamidiye Kışlası ve belediye eski binası restore edilirken ikinci etap çalışmalarında ise gün yüzüne çıkarılması beklenen surlara ve toprağa gömülen evlere dokunulmadı.
Yine Cizre Kaymakamlığı ve Cizre Belediyesi tarafından surların gün yüzüne çıkarılması için 2018 yılında “Şehr-i Dicle Diriliyor” ismiyle çalışma başlatıldı.
Çalışma kapsamında evleri sur üstünde bulunan yapı sahiplerine TOKİ'den yeni konut verileceği ve niteliksiz yapıların yıkılarak surların gün yüzüne çıkarılacağı belirtilmişti. Ancak bir yapı sahibinden başka kimsenin ilgi göstermediği çalışma halen sonuç vermedi.
Öte yandan, ailelerin yoğunlukla ziyaret ettiği iç kale kısmı, uyuşturucu madde kullanıcıları ile içki içenlerin meskeni hale gelmesi halkın tepkisine neden oluyor.
Halk, zamana direnerek ayakta kalma mücadelesi veren surların gün yüzüne çıkarılarak turizme kazandırılmasını istiyor.
Surların bakımsızlıktan dolayı yok olmaya doğru gittiğini dile getiren Sekvan Bahadır, surların neredeyse yok olmak üzere olduğunu belirterek, yetkililerin bu duruma el atarak restore etmelerini istedi.
Surların Cizre’nin kadim bir tarihi olduğunu belirten Ahmet Turan “Burası Cizre’nin kadim ve güzel bir tarihidir. Tarihi yerler önemlidir ve ilgi gösterilir. Tarihi yerler gün ışığına çıkartılır kaybedilmez. Yıkılan yer onarılmadığı sürece zamanla yok olur. Bazı yerlerde tarihin kaybolmaması için çaba sarf edilir ama buralara önem gösterilmezse yıkılır ve tarihe karışarak yok olur. “ dedi.