11 Mayıs 2011 tarihinde İstanbul’da imzalanan ve 24 Kasım 2011 tarihli, 6251 sayılı Kanunla onaylanması uygun bulunan "Kadınlara Yönelik Şiddet ve Aile İçi Şiddetin Önlenmesi ve Bunlarla Mücadeleye İlişkin Avrupa Konseyi Sözleşmesi" (İstanbul Sözleşmesi) onaylandı.

Sözleşme, Dışişleri Bakanlığı'nın 12 Ocak 2012 tarihli ve HUM/7771842 sayılı yazısı üzerine, 31 Mayıs 1963 tarihli, 244 sayılı Kanunun 3’üncü maddesine göre, Bakanlar Kurulu’nca 10 Şubat 2012 tarihinde kararlaştırıldı.

103'üncü vefat yıl dönümü münasebetiyle Abdülhamit Han'ın kabrini ziyaret eden Türkiye Aile Meclisi Başkanı Adem Çevik, İstanbul Sözleşmesi'nin kararlaştırıldığı tarihin yıl dönümü vesilesiyle Abdülhamit Han'ın kabri önünde bir basın açıklaması yaptı.

"Toplumsal Cinsiyet Projesinin yasal kılıfı İstanbul Sözleşmesidir"

Çevik, "Boğaziçi Üniversitesi, İstiklal Caddesi ve Türkiye'nin birçok üniversitesinde 'eşcinsellere özgürlük istiyoruz' diye haykırıyorlar. 15 Temmuz'da yapılamayan darbe, nesillerin ifsadıyla gerçekleşmiş. Dün ailesiz, ahlaksız, cinsiyetsiz toplum projesi için cinsel sapkınlıkla aileye ve insanlığa karşı bir operasyon var. Bu operasyonun adı Toplumsal Cinsiyet Eşitliği'dir. Bunun yasal kılıfı İstanbul Sözleşmesi'dir. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) cinsel yönelim Anayasal hak olarak görülüyor." dedi.

"Başta İstanbul Sözleşmesi ve 6284 sayılı kanun olmak üzere fıtrata ve hukuka aykırı tüm yasalar acilen kaldırılmalıdır"

Lut kavmi zamanında sapkınlığa sessiz kaldıkları için gece teheccüte kalkanların dahi helak olduğunu hatırlatan Çevik, "Biz yüzde 1 oranında olan sapkınların hakkını mı yoksa yüzde 99 olan Müslümanların hakkını mı koruyacağız? Yeni Anayasa'dan bahsediliyor. Aile hukuku, İslam'a uygun değil. 17 Şubat 1926'da İsviçre'den aldık. O tarihte de Mecelle Kanunu'nu çöpe attık. Bu ne aymazlıktır, bu ne gaflettir. Devletin yetkililerini göreve davet ediyoruz. Buradan devletimizin başkanını uyarıyoruz. Eğer aileyi yıkan yasa ve sözleşmeler kaldırılmazsa İstanbul'u da genel iktidarı da kaybedersiniz. Bu parti meselesi, din meselesi, mezhep meselesi değildir. Ailemize sahip çıkmalıyız. Ailemize sahip çıkmak için de aileyi ifsat eden başta İstanbul Sözleşmesi olmak üzere fıtrata ve hukuka aykırı yasaları ve dayattığı 6284 Sayılı Kanun acilen kaldırılmalıdır. Yeni anayasa tartışmalarında ve ittifak görüşmelerinde tüm partilerden ricamız görüşmelerinde İstanbul Sözleşmesi konusunda nasıl bir tavır alacaklarını müzakere etmelerini istiyoruz." diye konuştu.

Siyasi parti liderleri ve devletin yetkili organlarına mektup gönderildi

Türkiye Aile Meclisi, toplum için bir güvenlik tehdidi olan İstanbul Sözleşmesi ve türevlerinin yol açtığı tahribata dikkat çekmek için tüm siyasi partilerin genel başkanlarına, İstanbul Sözleşmesini imzalayan 61'inci dönem bakanlarına, Danıştay, Yargıtay, AYM ve Diyanet İşleri Başkanına, Devlet Denetleme Kurulu Başkanı ve birçok yetkili kuruma mektup gönderdi.

Söz konusu mektupta, İstanbul Sözleşmesi'ni imzalayan dönemin bakanlarına, milletvekillerine ise özel olarak sözleşmeyi imzaladıkları için pişman olup olmadıkları, bugün olsa yine imzalayıp imzalamayacakları ve sorunun çözümü için önerilerinin ne olduğu soruldu.

Mektubun tüm muhataplara ulaşması sonrasında ise hangi kurum ve kişilerin ne şekilde cevap verdiği de kamuoyu ile paylaşılacak.