Covid-19'un pik yapması nedeniyle bazı kesimlerce Diyanet İşleri Başkanlığının sorumlu tutulmasını reddeden Türkiye Kamu Çalışanları Sendikaları Konfederasyonuna (Kamu-Sen) bağlı Türkiye Diyanet ve Vakıf Hizmetleri Kolu Kamu Görevlileri Sendikası (Türk Diyanet Vakıf-Sen) Genel Başkanı Nuri Ünal, artan vakalar nedeniyle diyanetin hedef gösterilmesinin kabul edilemez olduğunu belirtti.
Salgın nedeniyle vefat edenlere rahmet ve hastalara şifa dileyerek konuşmasına başlayan Ünal, “Salgın sürecinde Diyanet İşleri Başkanlığı üzerine düşeni layıkıyla yapmaya gayret ediyor. Hem vatandaşlarımıza manevi anlamda rehberlik yapmak hem de valilik ve kaymakamlıklarımızın oluşturdukları vefa destek grupları, filyasyon ekipleri ve en son kurulan aile denetim ekiplerinde din görevlileri Türkiye’nin her tarafında 24 saat görev yapmaktadır. Din görevlileri hem camideki görevlerini aksatmadan yerine getiriyorlar hem de saydığım gruplar içerisinde valiliklerimiz ve kaymakamlıklarımızca belirlenen yerlerde görevlerini yapıyorlar. Bu görevleri kendi imkanlarıyla yapmaktadırlar. Hem koruyucu malzemeleri kendileri temin ediyorlar hem de kendi araçlarıyla gidilecek yerlerde bu görevleri yapıyorlar.” dedi.
“Covid-19’dan vefat eden vatandaşlarımızın definlerine biraz daha özen gösterilmeli”
Din görevlilerin karşılaştıkları bazı sıkıntılar olduğunu söyleyen Ünal, sözlerine şöyle devam etti:
Özellikle karantinada olan vatandaşlarımızın evde olup olmadıklarını kontrol etmek için giden arkadaşlarımız var. Haliyle olmadığı zaman ilgili merci dediğimiz kaymakamlığa veya valiliğe bildiriliyor. Bu bildirimlerde de vatandaş ile görevlimiz arasında sıkıntılı bir ilişki meydana geliyor.Kaymakamlıklarımız ve valilerimiz bu konuda biraz daha hassasiyet göstermeli. Mümkün olduğunca görevlilerimizin tek olarak değil polis veya bekçilerimizle birlikte bu görevi yapmalarına imkân sağlanmalı.
Yine salgın sürecinde bir de bu işin cenaze boyutu var. Covid-19’dan vefat eden vatandaşlarımızın definlerine biraz daha özen gösterilmeli. Defin işleri belediyelerin görevi. Kanun belediyelere bu görevi vermiş ancak belediyelerin olmadığı yerlerde din görevlisi arkadaşlarımız bu görevi yapıyor.
Buradan çağrımız bu işlerin mutlaka belediyeler tarafından yapılması gerektiği yönündedir. Eleman eksikliği varsa oralardan giderilmeli. Eğer din görevlisi arkadaşlar görevlendirilecekse bunların mutlaka koruyucu ekipmanlarının kurumlarca karşılanmasını istirham ediyoruz.
“Camilerimizde din görevlileri çok başarılı bir düzen kurmuşlar”
Salgın döneminde en çok kurallara camilerde uyulduğunu ifade eden Ünal, “Camilerimizde gerçekten din görevlileri çok başarılı bir düzen kurmuşlar. Örneğin 100 kişilik bir camiyse ve salgın sürecinde 30 kişi olması gerekiyorsa 31’nci kişiyi almıyorlar. Kurallara gerçekten riayet ediliyor. Vatandaşlarımıza da teşekkür ediyorum herkes seccadeleriyle namaza geliyor. Seccadesini getirmeyen vatandaşı arkadaşlarımız uyarıyorlar." şeklinde konuştu.
"Bazı medya ya da sosyal medya hesaplarından camilerin salgını yaydığı ilgili paylaşımlar yapılmaktadır" söylemlerine tepki gösteren Ünal, "Özellikle Ayasofya örneğini veriyorlar. Nasıl ki AVM’lerde ve diğer toplu yapılan programlarda bulaş devam ediyorsa camilerde de belki bir iki yanlış örnek olabilir ama genel anlamda Türkiye’nin her tarafında kesinlikle camilerde virüsü yayacak pozisyon oluşmamıştır. Aksine bu işin başındaki bir insan olarak sayın İçişleri Bakanımızda, kurallara en çok uyulan yerlerin camiler olduğunu söyledi ve din görevlilerimize teşekkür etti" ifadelerini kullandı.