Sağlık çalışanlarının fedakarlığı ile anılan 2020 yılında dikkat çeken en önemli yaşanmışlıklardan biri de sağlık çalışanlarına yönelik şiddetin dur durak bilmemesi olmuştu.
Pandemi nedeniyle, ülke genelindeki kamusal faaliyetlerin asgari düzeylere çekildiği günlerde bile görevlerinin başında olan sağlık çalışanları, yıl boyunca hem virüsle mücadele ettiler hem de şiddetle.
Bu amansız mücadeleyi, başta döner sermaye adaletsizliği olmak üzere pek çok temel sorunları olmasına rağmen yürüttüklerini açıklayan Sağlık-Sen, artık şiddet de sağlık çalışanlarının temel sorunları arasında yer aldığına dikkat çekti.
2020 yılının ikinci yarısını (Temmuz-Aralık) kapsayan 6 aylık zaman diliminde yaşanan şiddet olaylarını rapor olarak kamuoyuna sunan Sağlık-Sen, uyarılara, yasalara, yer yer verilen cezai müeyyidelere rağmen sağlıkta şiddet, bir toplum sorunu olma yolunda hızla ilerlediğini ifade etti.
Raporda, "Durum böyle olduğu için de mücadelenin, vaka bazlı gösterilen tepki ve müdahale yerine, toplum temelli yürütülmesi gerekmektedir. Bunun için de atılması gereken ilk adım, tüm paydaşların görüşleri alınarak vücut bulacak ‘Acil Eylem Planı’ olmalıdır. Aksi durumda, sağlık çalışanları şiddetin amansız gölgesi altında mağdur olmaya devam edecekler." vurgusu yapıldı.
"6 ayda 117 şiddet olayı, 361 saldırgan, 231 mağdur"
6 aylık zaman diliminde 117 şiddet olayının yaşandığı belirtilen raporun devamında şu bilgilere yer verildi:
Bu olaylarda 361 saldırgan yer alırken, 231 sağlık emekçisi bu saldırganların gösterdiği şiddetin kurbanı oldu. Bu rakamlar, her şiddet olayında ortalama 3 saldırganın yer aldığını ortaya koymaktadır. Olayların 19’u sözlü, 94’ü fiili ve sözlü, 4 olay ise taciz şeklinde gerçekleşti. Şiddetin her türlüsünün yaşanmış olması, mağduriyetin boyutları hakkında da fikir vermektedir. 117 şiddet olayının 41’inde hastalar, 51’inde hasta yakınları, 8’inde yöneticiler, 17 vakada ise kendini bilmez kimseler yer aldı. Bu veriler, şiddet zanlılarının uzakta aranmaması gerektiğini ortaya koymaktadır ya hasta ya da hasta yakınları.
Raporun devamında, "Saldırganlar hakkında uygulanan adli işlemlere bakıldığında ise şiddete davetiye çıkarır bir yaklaşım içinde olunduğunu görülecektir. Olaylar nedeniyle 82 kişi tutuklanırken, 1 saldırgan bulunduğu kamu görevinden el çektirilmiştir. Buna karşın 115 kişi ifadeleri alınıp serbest bırakılırken, 160 saldırgan hakkında hiçbir işlem yapılmamıştır. Saldırganlardan 3’ü hakkında da yakalama kararı verilmiştir. Vakaların görüldüğü yerlere bakıldığında ise şiddetin sınır tanımadığını görüyoruz; 62 olay hastanede, 17 olay aile sağlık merkezlerinde, 2 olay eczanede, 36 olay ise saha çalışmalarında vuku bulmuştur. Ülkenin dört bir yanında 6 ay boyunca yaşanan şiddet olaylarında hemen her branştan sağlık emekçisinin mağdur olduğunu görmekteyiz. Mağdurların; 48’i doktor, 37’si hemşire, 26’sı 112 çalışanı, 23’ü güvenlik görevlisi, 12’si filyasyon çalışanı, 4’ü eczacı, 81’i de farklı farklı alanlarda görev yapan sağlık çalışanlarıdır. Bunların yanı sıra, geride kalan 6 aylık süre boyunca mahkemelerde görülmekte olan davaların da 11’i karara bağlandı. Bu kararlarda; 5 saldırgana 71 bin 440 TL para cezası, 1 kişiye 304 gün adli para cezası, 2 saldırgana da 31 yıl 8 ay hapis cezası verildi. Geriye kalan davalarda da mahkemeler çeşitli kararlar verdiler." ifadelerine yer verildi.
"Şiddet hastanede bir yere kadar önlenir"
Raporu değerlendiren Sağlık-Sen Genel Başkanı Semih Durmuş, yetkililerin acilen adım atması gerektiğini vurgulayarak şunları söyledi:
Şiddetin önlenmesine yönelik çeşitli adımlar atıldı. Bu kapsamda Nisan ayında çıkartılan yasa ile cezalar artırıldı. Lakin gelinen noktada sağlıkta şiddet olaylarında herhangi bir azalma görülmedi. Asıl amaç şiddeti önleyecek tedbirleri hayata geçirmek olmalı. Bu da anlayışların değişmesiyle, zihinlerin gelişmesiyle olur. Bunun da yolu, toplumsal olarak topyekün mücadeleden geçiyor. Ne yazık ki dizilerin, filmlerin çoğu şiddeti özendiriyor. Özendirme unsurları, önleme çalışmalarından fersah fersah önde gidiyor. Makas çok açık. Bu açığı hızlıca kapatmak ve tersine döndürmek mecburiyetindeyiz. Şiddeti önlemek için, toplumu bilinçlendirmek için çalışmalar yapılmalı. Şiddet hastanede bir yere kadar önlenir. Ailelere, okullara, medyaya, kurumlara büyük görevler düşüyor. Çok geç olmadan, bu olaya radikal bir şekilde herkes el atılmalıdır. Sağlık çalışanlarının fedakârlığı, hayati mücadeleleri şiddetle gölgelenmemeli.
Raporun kamuoyuna yansıyan olaylar esas alınarak hazırlandığı belirtildi.