Altın ve gümüş alaşımlarının kalitesini test etmekte kullanılan, düz, sert, ince pütürlü, siyah veya koyu renkli bir taştır. Bu amaç için çeşitli taşlar kullanılır. Bunlar genelde kuvars veya bazalt tipi olur. Lidit, çakmak taşı, arduvaz, akik veya koyu renkli yeşim taşı da kullanılabilir. Eskiden kullanılan bu teknikle, madenin kıymetinde yüzde 15'e varan yanılma payları oluyordu.
TDK’ye göre mihenk taşı kelimesi ise şu anlama gelmektedir:
Altın, gümüş vb. madenlerin ayarını anlamak için sürtüldükleri bir tür taş, mihenk, denek taşı
Mecazi anlamıyla mihenk taşı, bir şeyin kalitesini belirlemek veya birinin değerini, ahlâkını anlamak için kullanılan kıstas demektir.
Örneğin, "Bu olay; onun için bir mihenk taşı olacak, dikkat etmeli" demek gibi.
Mihenk taşının tarihçesi
Mihenk taşından ilk bahseden kaynak, MÖ 4. yüzyıldan kalma Arthasastra adlı Sanskritçe metindir. Roma tarihçisi Büyük Plinius da 1. yüzyılda yazdığı Doğa Tarihi eserinde, mihenk taşından bahsetmiştir.
19. yüzyıla kadar yaygın olarak kullanılmıştır. Ateş testi (İngilizce: cupellation) denen başka bir yöntem mihenk taşıyla yapılan testlerden daha duyarlı olmakla birlikte, incelenen cismin tamamen eritilmesini gerektirir. Günümüzde indüksiyonlu plazma spektrometrisi veya X-ışını fluoresansı gibi teknikler bir alaşımdaki altın oranını ölçmekte daha duyarlı olup incelenen örneğe çok az zarar vermektedir
Mihenk taşının kullanımı
Kalitesi kontrol edilecek cisim, mihenk taşına sürülünce taşın üzerinde metalin izi kalır. Metalde ne kadar altın olduğunu anlamak için altın oranı bilinen birkaç iğne ile kalitesi bilinmeyen cisim aynı mihenk taşının üzerine yan yana iz bırakacak şekilde çizilir.
Eski çağlarda kullanılan bu yöntemde, metalik çiziklerin renklerinin karşılaştırması, saflık konusunda bir fikir verirdi. Orta çağlardan sonra, daha ileri bir test için taşın üzerine asit karışımları sürme yöntemi gelişti.
Nitrik asit, altın dışındaki metalleri çözer, eğer çizik parlak sarı renkte kalırsa alaşım iyidir; eğer renk kırmızı-kahverengine dönüşür veya yok olursa alaşımdaki altın oranı düşük veya noksandır. Kalan altının miktarı, bilinen standartlardaki altın miktarıyla görsel olarak karşılaştırılarak test edilen örnekteki altının ayarı kabaca belirlenebilir.
Orta çağlarda kullanılan bu yöntem, aslında pek nicel bir yöntem değildi; kıymetli metal oranının belirlenmesi başka bilinen örneklerle karşılaştırmaya dayalıydı.