Sömürgeci Fransa'nın Antep'i işgalinde annesinin çarşafına el uzatan işgalci Fransız askerlerine karşı çıkması sonucu 21 Ocak 1920’de şehid edilen ve Antep Savunmasının sembol isimlerinden biri olan şehid Mehmet Kamil’in şehadetinin 101’nci yılı idrak ediliyor.
Kurtuluş Savaşı döneminde sömürgeci Fransa'ya karşı iman ruhuyla direnen, İslam ile yoğrulmuş bu toprakların işgal edilmesine binlerce şehid kanıyla set çeken Gazianteplilerin destansı mücadelesinde çocukların takdire şayan kahramanlıkları ayrı bir önem arz ediyor.
Bu kahraman mücahit çocuklardan biri olan şehid Mehmet Kamil, henüz 14 yaşında olmasına rağmen İslam’ın kadınlara emri olan tesettüre el uzatan işgalci ve sömürgeci küffar Fransız askerlerine canını verme pahasına gösterdiği direniş, Antep ve Maraş halkı başta olmak üzere Anadolu halkına cesaret verdi.
Şehid Mehmet Kamil’in annesinin çarşafına el uzatılması ve şehadeti, Antep Savunmasının da ateşini körükleyen en önemli olaylardan birisi oldu. Allah'ın emri olan tesettüre el uzatılmasına ve henüz 14 yaşındaki bir çocuğun şehid edilmesine tepki gösteren Antep halkı, iman ruhuyla direnerek canları ve malları pahasına işgalci Fransa’nın Antep’i işgal etmesine izin vermedi.
Şehadetinin 101'inci yılı dolayısıyla Mehmet Kamil'in hayatını, nasıl şehit edildiğini ve şehadetinden sonra yaşananları İLKHA'ya anlatan Araştırmacı-Yazar Burhan Bozgeyik, şehid Kamil’in "tesettür şehidi" olduğunu söyledi.
Şehid Mehmet Kamil'in Kurtuluş Savaşı ve Antep Savunması için önemli bir isim ve şahsiyet olduğunu belirten Bozgeyik, şehid Kamil'in tarihe adını altın harflerle yazdıran bir kahraman olduğunu söyledi.
Mehmet Kamil’in 21 Ocak 1920'de annesinin çarşafına dokunulmasına izin vermediği için sömürgeci Fransız askerleri tarafından şehid edildiğini hatırlatan Bozgeyik, bu olayın Antep Savunmasının ilk kıvılcımı olduğunu belirtti.
Mehmet Kamil’in şehadet olayını anlatan Bozgeyik, bir Müslüman kadının çarşafına el uzatılmasını ve 14 yaşındaki Mehmet Kamil'in şehit edilmesini kabullenemeyen Anteplilerin işgalci Fransızlara karşı koyduğunu hatırlattı.
“Mehmet Kamil tesettür şehididir”
Mehmet Kamil ve annesi Hatice Dilek ile birlikte ablasının evinden döndükleri esnada Fransız askerleri tarafından yollarının kesildiğini anlatan Bozgeyik, “Şu anda Şahinbey İlçe Kütüphanesi olarak hizmet veren binayı o dönem Fransızlar ekmek fırını olarak kullanıyorlardı. Bu fırından çıkan iki Fransız askeri Mehmet Kamil’in annesinin uzaktan geldiğini gördüklerinde yolun sağ tarafından karşıya geçiyorlar. Kadıncağız Fransız askerlerinin geldiğini görünce iyice duvara yanaşıyor. Mehmet Kamil ise daha öncesinde arkadaşı Zavar Halil’i görüyor. Arkadaşı ile sohbet ediyor. Annesi Hatice hanım yorulduğu için Fransızların işlettiği fırının 50 metre berisinde, kendir yükünü sırtından indirip duvar dibinde biraz dinlenir. Kamil ve arkadaşı da arkadan gelmektedirler. Kozanlı istikametinden fırına gelen 3 Fransız askeri fırına girmeyip Hatice hanımın üstüne doğru geliyor. Askerler direk Hatice hanımın peçesine el uzatıyor. O esnada Kamil’in annesi mukavemet gösteriyor ve çığlık atıyor. Bu durumu gören Kamil sırtındaki çubukları atarak yerden birkaç taş alıyor ve askerlere fırlatarak üzerlerine yürüyor. Annesinin peçesine el uzatan askeri alnının ortasından taş ile vuruyor. Diğer Fransız askeri de süngüsünü Kâmil’in göğsüne saplıyor ve kalbinden vuruyor. Kamil, yaralı halde evlerine koşmaya çalıştığı esnada 5-6 adım sonra yere düşerek şehid oluyor.” dedi.
Mehmet Kamil'in şehid edilmesinin ardından Antep halkının ayaklandığını ve Fransızlara ait olan fırına doğru yürüdüklerini anlatan Bozgeyik, Fırındaki askerlerin pencerelerden halkın üzerine rastgele ateş ettiklerini ancak Müslüman bir kadının çarşafına el uzatılmasını ve henüz daha 14 yaşındaki Mehmet Kamil'in şehit edilmesini kabullenemeyen halkın kurşunlara aldırmadığını söyledi.
Fransızların Antep’i işgal ettikleri için halkın bu durumu kabullenmediğini ve olası bir savaş için sürekli hazırlıklı olduklarını anlatan Bozgeyik, Müslüman’ın hiçbir zaman kafirin hakimiyetini kabul etmediğini ve etmeyeceğinin altını çizdi.
Mehmet Kamil’in işgalci Fransız askerleri tarafından hunharca şehid edilmesinin, Antep Savunmasının ilk kıvılcımı olduğunu belirten Bozgeyik, istiklal meşalesinin o gün yakıldığını ifade etti.
“Çocuklar cihad şuuru ile Antep Savunmasında yer aldılar”
Mehmet Kamil’in şehid edilmesinden dersler alınması gerektiğini belirten Bozgeyik, “14 yaşındaki bir çocuk şehadet, cihad şuuruna sahip ve bu olaydan önce de Mehmet Kamil, bir simitçi de çalışıyor. İşyerinden aldığı parasını biriktiriyor. Arkadaşları ‘bu parayı ne yapacaksın?’ diye soruyorlar. Kamil de ‘bu para ile bir tabanca alacağım ve kâfirlerle mücadele edeceğim’ cevabını veriyor. Kendi parası, gayreti ve emeği ile silahını alacak ve mücadele edecek. Eğer bir İslam beldesine kâfir girerse o zaman 7'den 70'e cihad etmek herkese farz olur. Antepli çocuklar da bunun şuurundaydı. Bundan dolayı da çocuklar Antep Savunmasında yer aldılar. Güçleri yettiği kadar savunmaya destek verdiler.” diye konuştu.
Antep Savunmasında çocukların da büyük bir kahramanlık destanı yazdığını belirten Bozgeyik, işgalci işgalci Fransız askerlerinin kentte yaptığı zulümler arasında halen belleklerde yer alanların başında ise "Dokurcum Değirmeni" olarak bilinen bölgede 14 çocuğun Fransa askerleri tarafından kurşunlanarak öldürüldüğü katliamın yer aldığını belirtti.
Antep Savunmasının çocuk şehidinin sadece şehid Mehmet Kamil olmadığını belirten Bozgeyik, işgalci Fransız askerlerinin Şahinbey ve silah arkadaşlarına erzak götüren 14 çocuğu yan yana dizerek şehid ettiğini hatırlattı.
“Sinemaları, tiyatroları, filmleri, medyası ve kanunlarıyla işgale devam ediyorlar”
İslam’a ve değerlerine el uzatılmasına Müslümanların tahammül edemediğini belirten Bozgeyik, “100 seneden beri biz burada huzur içerisinde yaşıyorsak bunda şehid Kamil’in şehadeti ve bizim kahraman dedelerimizin, Fransızlara attığı şamarın izi var. Fransızlar biliyorlar ki böyle bir hadise olduğu zaman Müslümanlar onlarının burnundan fitil fitil getirir ve leşimizi yere serer. O korku içerisindeler. Bundan dolayı tekrar bu darbeyi yememek için bizi içten içe çürütmenin yollarının aradılar. İnsanımızı maneviyat ve ruh cephesinden öldürmek için harekete geçtiler. Sinemaları, tiyatroları, filmleri, medyası ve kanunlarıyla bu çalışma içerisine girdiler. Bunda da maalesef bir hayli mesafe aldılar.” ifadelerini kullandı.