Yaptığı yazılı açıklamada, yardım kuruluşlarıyla ilgili hazırlanan kanun teklifinin endişelendirdiğini belirten Tanrıseven, “16 Aralık 2020'de Meclis gündemine gelen ve sivil toplum örgütlerini yakından ilgilendiren ‘Kitle İmha Silahlarının Yayılmasının Finansmanının Önlenmesine İlişkin Kanun Teklifi’nde öngörülen değişikliklerle, sivil toplum örgütlerinin çalışmalarının kısıtlanacağına dair endişeler bulunmaktadır. Kanun teklifinin adı kitle imha silahlarının yayılması ve terörün finansmanının engellenmesi olarak sunulsa da ilgili düzenleme daha çok 5253 Sayılı Dernekler Kanunu ve 2860 Sayılı Yardım Toplama Kanunu’nda değişiklikler öngörmektedir.” dedi.
“STK’ların hareket alanı daraltılacağı endişesi var”
Meclisin yoğun gündeminin arasına sıkıştırılmak ve bir an önce kanunlaştırmak için alelacele ve özensiz hazırlandığını belirttiği bu kanun teklifinin STK’ların görüşleri ve katılımı sağlanmadan Meclise sunulduğundan dolayı birçok sakıncalar içerdiğini vurgulayan Tanrıseven şöyle devam etti:
“Türkiye’de terörün finansmanı, kara para aklanması ve kitle imha silahlarının yayılmasını önlemek adına uluslararası normlara uygun olacak şekilde düzenlemeler yapılması gerektiği bir realitedir. Bununla birlikte, kanun teklifindeki sivil toplum kuruluşlarını ilgilendiren mevzuatta öngörülen değişikliklerin, STK’ların hareket alanını daraltacağı yönünde endişeleri de beraberinde getirmektedir.”
“Söz konusu düzenlemeler yapılırken temel hak ve özgürlüklerin gözetilmesi gerekmektedir”
Temel hak ve özgürlüklerin gözetilmesi gerektiğini belirten Tanrıseven, “Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi (BMGK) kararları ve Mali Eylem Görev Gücü (FATF) Tavsiyeleri uyarınca yapılması planlanan düzenlemelerin taraf olduğumuz sözleşmeler ve üyesi olduğumuz kuruluşların tavsiyelerine uygun olarak hazırlanması büyük önem taşımaktadır. Bu nedenle söz konusu düzenlemeler yapılırken BM ve FATF’ın tavsiyeleri bütüncül bir bakış açısıyla ele alınmalıdır ve temel hak ve özgürlüklerin gözetilmesi gerekmektedir. FATF’ın kâr amacı gütmeyen kuruluşların istismar edilmesini önleyerek terörizmin finansmanıyla mücadele etme konusundaki tavsiyesi uyarınca, yapılacak düzenlemelerin orantılılık ilkesine uygun olması, risk-analizine dayanması ve STK’ların katılımıyla belirlenmesi gerekmektedir.” diye konuştu.
“Yeniden değerlendirilmeli”
Teklifin yeniden değerlendirilmesi gerektiğini ifade eden Tanrıseven şunları söyledi:
“Ülkemizde sivil toplum kuruluşlarının düzeyinin ve vatandaşların STK’lara katılımının çağdaş demokratik ülkelerin oldukça gerisinde olduğu bilinmektedir. Bu açılardan değerlendirildiğinde, söz konusu kanun teklifinde yer alan mevzuat değişikliği önerilerinin sivil toplum için elverişli ortamı gözeten bir çerçevede yeniden değerlendirilmesi gerekmektedir. Bu konuda yapılacak tüm çalışmalarda terörizmin finansmanına ilişkin mücadeleye etkin biçimde katkı sağlanırken, sivil toplum kuruluşlarının varlıklarını ve çalışmalarını destekleyici bir yaklaşımın da gözetilmesi gerekmektedir.”
“Kanun teklifindeki değişiklikler, örgütlenme özgürlüğüyle ilgili temel evrensel ilkelerle uyuşmazlık içindedir”
Türkiye'deki sivil toplum kuruluşlarının dünyanın pek çok ülkesine kıyasla daha ağır denetim ve kontrol kurallarına tabi tutulduklarını söyleyen Tanrıseven, “Teklif edilen kanun ile 5253 Sayılı Dernekler Kanunu ve 2860 Sayılı Yardım Toplama Kanunu’nda teklifin gerekçesiyle bağlaşmayan ve temel hak ve hürriyetleri daha fazla kısıtlamayı doğuracak değişiklikler önerilmektedir. Kanun teklifindeki değişiklikler, örgütlenme özgürlüğüyle ilgili temel evrensel ilkelerle uyuşmazlık içindedir. Gerek Dernekler Kanunu gerekse Yardım Toplama Kanunu’nda teklif edilen değişiklilerin gözden geçirilmesi için kapsayıcı bir istişare süreci başlatılmalıdır. Bugün ülkemizde temel hak ve özgürlüklerin daha fazla kısıtlanmasına değil, bilakis bu özgürlüklerin alanının çağdaş hukuk anlayışına uygun bir şekilde genişletilmesine ihtiyaç vardır.”
“Teklif sınırlamalar getirmektedir”
“Bu değişiklikler FATF tavsiyeleri açısından gerekli olmadığı gibi örgütlenme özgürlüğüyle ilgili temel evrensel ilkelerle uyuşmazlık içindedir.” diyen Tanrıseven şunları kaydetti: “Özellikle Dernekler Kanununa eklenmek istenen 30/A maddesi ile derneğin genel kurulu dışındaki organlarında görevli olanlar veya ilgili personel hakkında soruşturma başlatılması halinde bu kişilerin görev yaptığı organların geçici bir tedbir olarak İçişleri Bakanlığı tarafından görevden uzaklaştırılabilmesinin önünün açılması, ülkemizde açılan soruşturmaların yıllarca sürebildiği düşünüldüğünde örgütlenme özgürlüğüne olağan bir dönemde, olağanüstü yönetim usullerinin uygulandığı dönemlerde izin verilen çerçeveyi dahi aşan sınırlamalar getirmektedir.”
“Dernekler Kanunu ve Yardım Toplama Kanunu’nda değişiklik öngören maddeler söz konusu tekliften çıkarılmalı”
Açıklamasının devamında Tanrıseven, “11. Kalkınma Planı, ‘Sivil toplum bilincinin gelişmesi, örgütlü sivil toplumun güçlenmesi, STK’ların saydamlık ve hesap verebilirlik ilkelerine uygun bir yapıya kavuşması ve devletin karar alma süreçlerine etkin katılımının sağlanması temel amacı’ doğrultusunda kapsayıcı bir çerçeve düzenleme öngörmektedir. Bu itibarla söz konusu düzenlemeye aykırı hususlar içeren kanun teklifinin ikinci bölümünü oluşturan ve özellikle Dernekler Kanunu ve Yardım Toplama Kanunu’nda değişiklik öngören maddeler söz konusu tekliften çıkarılmalı ve STK’ların kanun teklifine itirazları dikkate alınarak kapsayıcı bir istişare süreci yürütülmelidir.” dedi.