Dewwabe, Peygamber Sevdalıları Vakfı tarafından tertip edilen "Uluslararası İslam Karşıtlığı Sempozyumu"nda " Ekonomik Boykotun Ehemmiyeti" başlıklı bir sunum gerçekleştirdi.
İslam düşmanlığı yapan Batı'nın mallarının boykot edilmesi ve bunun da planlı bir şekilde yapılması gerektiğini vurgulayan Dewwabe, "Ekonomik ambargonun uygulanması bazı İslam düşmanı ülkeleri, bu yanlışlarından vazgeçmeye götürebilir. Bir market sizin ailenize küfrettiği takdirde o marketten bir daha alışveriş yapmazsınız. Peki, Peygamberimize yönelik herhangi bir küfür edildiği zaman nasıl olur da yabancıların mallarını alabiliriz? Bunu göz önünde bulundurmamız gerekiyor. Bu şeriat ve ekonomik olarak bir gerekliliktir."
"Boykot, onları dize getirecektir"
Ülkelerin kalkınmasında ürettiklerin malların ihracatının büyük bir öneme sahip olduğunu söyleyen Dewwabe, "Dolayısıyla bir boykot, onları dize getirecektir. Fransa zaten büyük bir mali krizin içinde. Bizler de ambargo uygulayarak onları daha da zor durumda bırakabilir ve İslam'a yönelik yapmak istedikleri saldırılardan vazgeçirebiliriz." diye konuştu.
Dewwabe, Fransa ve Batı mallarının boykotu sırasında Müslümanların belki bir müddet sıkıntı yaşayabileceğini ancak daha sonra bu durumun lehlerine döneceğinin görüleceğini kaydetti.
"Boykot, Peygamberini sevenler için yapabilecekleri en küçük adımlardan biridir"
İslam düşmanı yapan ülkelerin mallarını boykot etmenin, Hazreti Muhammed'e yönelik bir sevgi ve saygının göstergesi olduğuna dikkat çeken Dewwabe, "Boykot, Peygamberini sevenler için yapabilecekleri en küçük adımlardan biridir. Peygambere hakaretlere karşı yerimizde mi oturacağız yoksa bir eyleme mi geçeceğiz? Ailemizle ilgilendiğimiz halde neden aynı hassasiyetin Peygamberimiz için göstermiyoruz? Kıyamet gününde Allah, bize, "Neden Peygamberimi savunmadınız" dediğinde nasıl hesap vereceğiz?" diye konuştu.
Boykotun yalnızca bireysel olarak değil; kurumsal ve toplumsal olarak da yapılması gerektiğinin altını çizen Dewwabe, boykotun sürdürebilir olması, bir kültür haline dönüştürülmesi ve davranış biçimi haline alması gerektiğini kaydetti.