​TÜRK-İŞ Genel Başkanı Ergün Atalay başkanlığında Diyarbakır'da gerçekleştirilen toplantıya katılan Diyarbakır Valisi Münir Karaloğlu, kadınlar gününe ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

Düzenlenen toplantıda TÜRK-İŞ Genel Başkanı Ergün Atalay'ın günün anlam ve önemine ilişkin yaptığı açılış konuşmasından sonra katılımcılara hitap eden Diyarbakır Valisi Münir Karaloğlu, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü münasebetiyle kadına yönelik şiddetten bahsederken çocukları PKK tarafından kandırılarak dağa götürülen anneleri hatırlattı.

Kadın ve erkeğin toplumu kuran ve oluşturan bir bütünün eşit iki parçası olduğuna vurgu yapan Karaloğlu, "Bu eşit iki parçadan birinin ihmal edilmiş olması diğerinin yükselmesine de engeldir. Eğer toplumu yükseltecek ve geliştireceksek kadın ve erkek eşit şartlarda çalışmalı ve yüke omuz vermelidir." dedi.

Kadının çalışma hayatına katılması noktasında birçok sorunun olduğunu söyleyen Karaloğlu, bu sorunların çözümüne yönelik çok önemli çalışmalar olduğunu belirterek "Kadının üretime ve istihdam hayatına katılması ve sürdürülebilir bir ekonomik gelişmeyi sağlama noktasında önemli çalışmalar yapılıyor. Bizler de Diyarbakır'da bir taraftan kadınlarımızın eğitilmesi, istihdam imkanlarının arttırılması, meslek sahibi olunması, çalıştıkları mekanlarda kreşler yaparak çocuklarından uzak kalmadan iş ortamlarını iyileştirmeye yönelik çalışmalar yapıyoruz." ifadelerini kullandı.

"Bir anneyi evladından ayıranlar hangi kadın haklarından bahsediyor?"

Çocuklarının dağa kaçırıldığı gerekçesiyle 554 gündür HDP Diyarbakır İl Başkanlığı önünde sürdürülen evlat nöbetine atıfta bulunan Karaloğlu, "Kadına yönelik en büyük şiddet anneyi evladından ayırmaktır. Bir anneyi evladından ayırıyorsanız hangi kadın haklarından bahsedeceksiniz? Yılın 365 günü kadın haklarından bahsederseniz kim size inanır veya güvenir? Evlat nöbetindeki annelerin en kısa zamanda çocuklarına kavuşmalarını temenni ediyoruz." şeklinde konuştu.

Konuşmasının devamında İslam dininin kadına verdiği değere dikkati çeken Karaloğlu, şunları söyledi:

"Maalesef inancımız, kültürümüz ve medeniyetimiz kadına karşı merhametli olmamızı emretmesine rağmen bir yönetici olarak televizyon haberleri karşısında başımızı kaldıramaz hale geldik. Bu sorun tüm dünyada olsa dahi ülkemizde olmaması lazım. Çünkü bizim inancımız kadına hürmeti gerektirir. Onun için bu sorunu artık gündemimizden çıkarmamız gerekir."