Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş, Türkiye Diyanet Vakfı 29 Mayıs Eğitim Kurumları'nda görev yapan öğretmen ve yöneticilere hitap etti.
29 Mayıs Eğitim Kurumlarının çevrim içi olarak düzenlenen Öğretmen Akademisi Hizmet İçi Eğitim Programının kapanış konuşmasını yapan Diyanet İşleri Başkanı Erbaş, İslâm'ın gençlere büyük değer verdiğini ifade ederek, "Kur'an-ı Kerim'in bizlere, ömürlerini tevhit mücadelesi ile geçiren erdemli, ahlaki meziyetlerle donanımlı gençlerden bahsettiğini hepimiz biliyoruz. Hazreti İbrahim, Hazreti Yusuf, Hazreti İsmail, Ashab-ı Kehf Kur'ân-ı Kerim'in örnek gösterdiği gençlerdendir. Peygamber Efendimizin çevresinde sorumluluk ve yetki verdiği insanların büyük çoğunluğunun da gençlerden oluştuğunu hepimiz biliyoruz." dedi.
Erbaş, gencin bedeni ve ruhu dinç, kalbi yardıma ve paylaşıma açık insan demek olduğunu belirterek, gencin bu dinamikliği ve canlılığının onu verimli kılan en önemli özelliği olduğunu söyledi.
İletişim alanındaki teknolojik gelişmelerin gençlerin hayatındaki etkisine işaret eden Erbaş, "Geçtiğimiz yüzyılın ortalarına kadar gençlerin şahsiyetleri, kimlikleri aile, okul ve çevre odağında oluşurken günümüzde bu unsurlara dijital dünya dediğimiz bir başka güç daha dâhil olmuştur. Bu yeni gücün, gençlerin kimliklerinin oluşumunda hızla ilk sırayı aldığını da hepimiz müşahede ediyoruz." diye konuştu.
"Allah'ın 'oku' emri, vahyi idrak etmek, hakikatle buluşmaktır"
Erbaş, Kur'an-ı Kerim'in, "Seni yaratan Rabbinin adıyla oku" emriyle başladığını hatırlatarak, "Allah'ın 'oku' emri şüphesiz ki bu sıradan bir oku emri değildir. Bu aynı zamanda varlığı okumaktır. Kâinat kitabını okumaktır. Vahyi idrak etmektir. Hakikatle buluşmaktır. 'Oku' emri ilahisinin nesnesine sınır çizilmemiştir. Dolayısıyla Allah'ın adıyla yani kendinin, gayesinin farkında olmak şartıyla okunan her şey insanı hakikate ve huzura ulaştırmaktadır." ifadelerini kullandı.
"Rabbini bilen örnek gençler yetiştirmeliyiz"
Ülkelerin kendi ihtiyaçları, insan özellikleri, kültürleri hatta dini değerlerine göre bir eğitim modeli geliştirdiği değerlendirmesinde bulunan Erbaş, şöyle devam etti:
Toplumsal hayatta birbirlerine saygılı, zihni ve fikri savrulmalar karşısında acze düşmeyen, değerler alanında inancını ve ifade hürriyetini merkeze alan bir bakış açısına sahip gençler yetiştirmeliyiz. İnandığı değerleri, tutarlı ve anlamlı bir bütün içinde ifade edebilecek potansiyele sahip gençler yetiştirmeliyiz. Yaşanabilir, sürdürülebilir bir dünyayı dert edinen, bu uğurda kendini sorumlu hisseden gençler yetiştirmeliyiz. Milli ve manevi değerlerle yoğrulmuş, iyi derecede bir veya birkaç yabancı dil bilen, yaşadığı çevreye olumlu katkı sağlayan, kendini ve Rabbini bilen, örnek gençler yetiştirmeliyiz. Şüphesiz bu değerlere uygun gençler yetiştirmenin aile, arkadaş, okul ve öğretmenler gibi birçok paydaşı var. Sadece bir kesime bunu yüklemek biraz haksızlık olur. Öğretmenlerden 'Al bu öğrenciyi istediğimiz doğrultuda yetiştir.' deriz ama desteklememiz lazım. Ailemizle, çevreyle desteklememiz lazım. Sosyal çevre, medya, sosyal platformlar gibi gençleri etkileyen faktörler var. Bu faktörlerin faydalı yönleriyle gençlerimizi buluşturmamız, zararlarından onları korumamız lazım.
"Allah'ın rızasını hedeflemeyen hiçbir davranış, bizi doğruya götürmeyecektir"
Erbaş, 29 Mayıs Eğitim Kurumları olarak eğitim hayatında güçlü bir şekilde yer almayı hedeflediklerini dile getirerek, "Bizler istiyoruz ki; bu güzel ülkemizi bizden sonra emin ve güvenilir ellere teslim edelim. İstiyoruz ki; bu güzel ülkede güzel insanlar yetişsin ve güzel işler yapsınlar. Yaşadıkları çevreye olumlu katkı sağlasınlar, barışçı, sağduyulu, örnek insan olarak yetişsinler istiyoruz." şeklinde konuştu.
Başarılı olmanın tek başına yeterli olmayacağının altını çizen Erbaş, "Allah'ın rızasını hedeflemeyen hiçbir davranış, bizi doğruya götürmeyecektir. Hayatta en büyük arzumuz Rabbimizin rızasını kazanmak olmalıdır. Nitekim Tevbe Suresi'nde, 'Allah'ın rızası her şeyden büyüktür.' buyuruyor Rabbimiz." ifadelerini kullandı.
"Dünyanın, yaratılanı seven ve bu sevgiyi öğretecek insanlara ihtiyacı var." diyen Erbaş, "Sevgi, önce Allah'ı sevmekle başlar, anne - babayı, aileyi, öğretmeni, çevreyi ve tüm yaratılanları sevmekle etkisini gösterir. Sevgi, saygıyla birleştiği zaman toplumda pozitif bir enerji oluşur. Ve bu enerji dalga, dalga tüm topluma yayılır." diye konuştu.
"Öğretmen saygın olduğunda öğretmenin anlattıkları da saygın ve değerli olur"
Öğretmenlerin öğrenciler üzerindeki örnekliğinin önemine vurgu yapan Erbaş, "Eğitim yolculuğunda, şüphesiz en önemli paydaş sizlersiniz. Sizlerin örnek oluşu, gençlerimize, çocuklarımıza sevgiyle, şefkat ve sabırla yaklaşımınız, ardından saygıyı doğuracaktır. Öğretmen saygın olduğunda öğretmenin anlattıkları da saygın ve değerli olur. Günümüzde değerlerin yaşatılması, kimlikleştirilmesi için yapacağınız tüm çabalar, projeler, destekler, hem bu dünyada karşılık bulacak hem de ahirette karşınıza sevap olarak Rabbimiz tarafından ikram edilecektir." ifadelerini kullandı.