Geçen sene mart ayından itibaren devam eden uzaktan eğitim sistemin yansımaları ile ilgili İLKHA muhabirine konuşan Eğitimci-Yazar Erkan Haras, okulların iki de bir açılıp kapanması, sınav tarihlerinin değişmesi, uzaktan eğitimin uzun süre devam etmesi gibi durumların öğrencileri olumsuz etkilediğini söyledi.
8 ve 12'nci sınıflar için mart ayı itibarı ile okulların açılması kararının hem öğrenci hem de velilere bir nefes aldırdığını belirten Haras, ara sınıfların da haftada bir gün dahi olsa okula gitmelerinin olumlu yansımalarının olacağını vurguladı.
"Uzaktan eğitim psikolojik ve sağlık sorunlara sebep oldu"
Haras, "Bir yıldır devam eden salgın sürecinde uzaktan eğitim modeli uygulanıyor. Ancak bu bizim için uzaktan eğitim değil acil eylem planıydı. Başımıza ilk defa böyle bir şey gelmişti ve acil eylem planı olarak uzaktan eğitimi seçtik. Bu çocukların psikolojilerini bozdu, yeme içme düzenleri bozuldu. Kilo alma gibi hastalıklar meydana geldi. Uzaktan eğitim sisteminde yeme-içme, beslenme ve okumada bir deforme (bozulma-zedelenme) yaşadık." dedi.
Erkan Haras
"8 ve 12'inci sınıfların açılması bizim talep ettiğimiz şeydi"
Uzun süre sonra okulların açılacağı haberinin öğrencileri heyecanlandırdığını ancak ardından açılmayacağı yönünde karar alınmasının hayal kırıklığına sebep olduğunu söyleyen Haras, "Eğitim sisteminin uzaktan yürümediğini gördük. Uzaktan eğitim sistemi bizim için uygun değil. Bizde öğrenci ve öğretmenler açısından yüz yüze, göz göze eğitim sistemi daha çok kabul görüyor. Velilerin çocuklarını okula göndermesi, öğretmenleriyle buluşturmasını daha çok istediklerini gördük. En azından 8 ve 12'inci sınıfların açılması bizim talep ettiğimiz şeydi. Biz Milli Eğitim Bakanlığı'na da twitter üzerinden mesajlar atıyorduk. En azından 8 ve 12'inci sınıfların açılması gerektiğini söylüyorduk. Çünkü bu çocuklar geleceğimiz. Bu çocukları geleceğe hazırlamak için uğraşıyoruz ama hazırlayamıyoruz. Çocuklara uzaktan dokunamıyoruz, onları yönlendiremiyoruz. Ekran başında uyuyan, görüntü açmayan, görüntü açıp kendisi ortada olmayanlar var. Biz bu şekilde nesil yetiştiremeyiz." diye konuştu.
"8 ve 12'inci sınıfların açılmasıyla hem öğrenciler hem de aileler nefes aldı"
8 ve 12'inci sınıfların açılması çok önemli olduğunu çünkü bu kategorideki öğrencileri yeni bir hayat beklediğini hatırlatan Haras, "Öğrenciler yeni okullara gidecekler. O çocuklar buraya gelip bizimle görüşmezse, onlara yüz yüze ödevlendirme yapmazsak, sorunlarını çözmezsek onları hayata hazırlayamayız. 8'inci sınıflar için dezavantajı iyi veya kötü durumda olması önemli değil bir öğrencinin iyi bir liseye yerleşmesi çok zor olacak. Okula gitmemesi, kursa gitmemesi, farklı bir yerden destek almaması psikolojisi bile başarısız olması için yeterlidir. 12'inci sınıf öğrencisi ise bir üniversiteye yerleşecek fakat destek almadığı için tek başına çalıştıklarına şahit olmadık. O yüzden öğrenci bir kuruma gitmeden, öğretmeniyle buluşmadan mümkün değil çalışmıyor ve öğrencide 'üniversiteye yerleşemem' psikolojisi oluşuyor. 8 ve 12'inci sınıfların açılmasıyla hem öğrenciler hem de aileler nefes aldı. Ailenin çocuğa güveni arttı. Çocuk kaldığı yerden devam edebilecek. Bu da bize gösteriyor ki, demek ki çocuklar gitgide geriye doğru gitti. Farkında değiliz ama bir nesil kayboluyor. Bir yıl gibi bir süre içerisinde bir nesli yok saydık. Okulların yeniden açılması kaldığı yerden devam edecek. Bizim işimiz daha da zorlaştı. Ara verdiğimiz yerden devam edeceğiz ama malzememiz olan insan geri gitti. Bunu biraz daha ileriye götürmemiz gerekiyor. Bıraktığımız yere kadar gelip oradan devam etmemiz gerekecek. Ara sınıflara gelince onların da haftada bir gün bile olsa okula gitmesi şarttır. Böyle bir proje yapılırsa görülecek ki gerçekten onlarda nefes alacaklar.
"Sınav tarihleri üzerinde oynanmamalı"
Okulların sürekli açılıp kapanması konusunun öğrencilerin psikolojilerini olumsuz etkilediğini belirten Haras, "Geçen sene haziranda yapılacak sınav ertelendi ardından yeniden öne çekildi. Sanırım turizm için bunu yaptılar. Ülkeye tabiki turist gelsin, ülkenin ekonomisi kalkınsın ama bunu öğrenciler üzerinden yapılması doğru değil. Öğrenciler ders çalışsınlar diye yeni kitap aldılar ama ellerinde kaldı. Çocuk kendisini sınav yapılacak tarihe göre hazırlarken tekrar tarihler değişti. Sınav tarihleri üzerinde oynanmaması gerekiyor. Bir eğitim programının olması gerekiyor." dedi.
"Kayıp derslerin telafisi mümkün değil"
Çevrimiçi olarak uygulanan ve yüz yüze alınamayan derslerin tamamen telafi edilmesinin mümkün olmadığını vurgulayan Haras, "Burada işin yüzde 80'i öğrenciye düşüyor. Öğrenci, 'açığımı kapatmak için ne yapmam lazım?' diyerek ek kitaplar alarak, test çözerek, çaba sarf ederek çalışıp eksiğini kapatabilir. Ancak bunu kime sorarsanız sorun bunun mümkün olamayacağını söyler. Hiçbir öğrenci 'ben açığımı nasıl kapatabilirim?' diye dert edindiğini görmedim. Sadece 'hocam açığımı nasıl kapatabilirim? Diyerek umudu karşısındakinden bekliyor." diye konuştu.
"Başarı için motivasyon önemli"
Öğrenci, veli ve öğretmenin işbirliği yaparak çalışması gerektiğini söyleyen Haras, son olarak şu ifadeleri kaydetti.
"Veli benden çıksın derse, öğretmen de ben müfredatta ne varsa onu veririm derse, öğrenci de artık bitti bundan sonra olmaz derse telafi mümkün değildir. Çocukların önce motivasyonunu yükseltmeliyiz. Bir öğretmen derse girdiğince önce öğrencileri motive etmeli sonra derse başlamalıdır. Uzaktan eğitim sürecinde bozulan moralleri, psikolojileri ders vermeden önce toparlayıp ardından vereceğimiz dersi vermeliyiz."