Medya üzerinden "Hazreti Muhammed'i Anlama ve Sünnetini Yaşama" etkinlikleri kapsamında "İnsanlığın şifası Hazreti Peygamber" temasıyla Rehber TV ekranlarında program düzenlendi.
Sunuculuğunu Mehmet Emin Gülsever'in yaptığı program Hafız Orhan Öz Hoca'nın Kur'an-ı Kerim tilavetiyle başladı.
Programa stüdyo konuğu olarak katılan Peygamber Sevdalıları Vakfı Genel Başkanı Adnan Akgönül, günün anlam ve önemine ilişkin yaptığı konuşmada, "Peygamber sevdası bir başkadır. Meydanlarda olan etkinlikler bunun dışa vurmuş haliydi. Tabi ki bizim için önemli olan kalbimizdeki sevgidir. Kalbi kuşatan Allah ve Peygamber sevgisi bir Mümin'de bulunduğu sürece o kişi hayatından lezzet alır." ifadelerini kullandı.
Programa stüdyo konuğu olarak katılan Peygamber Sevdalıları Vakfı Genel Başkan Yardımcısı Yahya Oğraş ise sosyal meydanların sosyal medyaya dönüştüğünü söyleyerek "Geçtiğimiz yıl itibariyle mevlid etkinliklerinin meydanlarda yapılmaması halkımızda burukluğa sebep oldu. Fakat bu sene de salgındaki artış karşısında etkinliklerimizi medya üzerinde yapmamızın sağlık açısından daha iyi olacağını düşündük." diye belirtti.
"İslam, Müslümanların en zayıf olduğu dönemlerde bile çok hızlı bir şekilde yayılmıştır"
Programa Skype üzerinden bağlanan Peygamber Sevdalıları Vakfı Onursal Başkanı Mehmet Göktaş, meydanlarda tekrar bir araya gelmeyi dilediği konuşmasında şu ifadeleri kullandı:
Yaşamış olduğumuz dünyada beyinler, gözler, kalpler, kelimeler ve gönül dünyamız kirlenmiştir. Zamanında da bu kirleri arındırmak için Resul-i Ekrem gönderilmiştir. Allah Resulü'nün girmediği kalpler, beyinler, kelime ve düşünceler temiz değildir. Hazreti Muhammed'i dünyanın dört bir yanına taşımak için tanklara veya toplara ihtiyacımız yoktur. Müslümanların ekonomik ya da askeri yönden zayıf olduğu zamanlar da bile İslam ve Kur'an-ı Kerim çok hızlı bir şekilde yayılmıştır. Allah ilimle ve zekayla bizlere ve evlatlarımıza kıyamete kadar dinimizi taşımayı nasip etsin.
Coşku dolu ilahilerin ardından Skype üzerinden programa bağlanan İTTİHADUL ULEMA üyesi Molla Beşir Şimşek yaptığı konuşmasında, "Allah'ın Peygamberi, her türlü hastalığın şifasıdır. Biz biliyoruz ki kâinatın yaratıcısı Allah'tır. Her vakit Allah-u Teala bütün insanlık aleminin huzuru için ilaç olan vahiyler yollamıştır. Bu vahiyler kurtuluş ve saadet reçetesidir. Allah-u Teala insanlığın var oluşundan bu yana vahiyler yollayarak insanlığın derdine derman olacak ayetler indirmiştir. Biz de diyoruz ki insanlığın kurtuluşu ve saadeti bu vahiylerin indirildiği peygamberler ve ayetlerdir." diye belirtti.
"Peygamber Sevdalıları'nın düzenlediği bu programlar gelenekselleşti"
Skype üzerinden programa bağlanan İlahiyatçı Yazar Özkan Yaman ise, salgın öncesi yapılan kitlesel etkinlikleri hatırlatarak insanlar üzerinde oluşturduğu sinerjiye değinerek Peygamber Efendimiz'in çeşitli etkinliklerle anılmasının yeni olmadığını söyledi.
Yaman "Müslümanlar binlerce yıldır Peygamberi sevinçle yad ediyor. Düğün veya sünnetler gibi toplumsal etkinliklerde biz hep mevlidler okuruz. Bu durumlar artık bir gelenek haline dönüştü. Aynı zamanda Peygamber Sevdalıları'nın düzenlediği bu programlarda gelenekselleşti. Sadece Türkiye ile değil birçok İslam ülkesinde yapılan bu gelenek belki de yüzyıllar boyunca devam edecektir." dedi.
Etkinlikte ilahi sanatçılarından Bilal Güler, Ender Tekin, Derviş Madsor, Musab Şanlı ve Özcan Güner'in seslendirdiği ilahi ve ezgilerle coşkulu anlar yaşandı.
Program, Peygamber Sevdalıları Vakfı'nın "Peygamberi Anlama ve Sünnetini Yaşama Mevlid Haftası Mesajı"nın okunması ile son buldu.
Mesajda şu ifadeler yer aldı:
İnsanlığın şifası, Peygamber sevdasıdır
"Vahyin ilmek ilmek işlendiği, en güzel örneklik olan Hazreti Peygamber’in (S.A.V.) şifahanesinde çaresi bulunmayan hiçbir hastalık yoktur. Manevi yoksunluktan kararan gönüllerin, yaratılış fıtratına bigâne ruhların gönül cilası; Hazreti Peygamberi örnek almak ve O’nun yolundan gitmektir. O’nu örnek almadıkça insanlık huzur bulamaz. 'And olsun, sizin için, Allah’ı ve ahiret gününü umanlar ve Allah’ı çokça zikredenler için Allah'ın Resûlü'nde güzel bir örnek vardır.' ayeti bunun somut göstergesidir.
O, insanlığın iki cihanda cenneti; Ahmed-i Mahmud-u Muhammed Mustafa’dır.
Maddi ve manevi hastalıkların ilacı, Peygamber sevdasıdır
İnsanlığı aciz bırakan türlü türlü hastalık, salgın ve dertlerin nedeni; aşırı ve dengesiz beslenmek, helal ve temiz yiyeceklere dikkat etmemek, bireysel ve çevresel temizliğe riayet etmemekten kaynaklanmaktadır. Kanaat ve tevekkül abidesi Hazreti Peygamber’in 'Temizlik İmandandır' Hadis-i Şerif'i sadece maddi hastalıklar için değil, aynı zamanda manevi hastalıklar için de bir reçete-i sıhhattir. Benlik zindanına, acizlik ve tembellik buhranına, korkaklık ve cimrilik yanılgısına, haset ve kibrin yangınına, dilin afet ve belalarına hakiki bir reçete; ancak Hazreti Peygamber’in (S.A.V.) ahlak mektebindedir.
O, insanlığın tüm dertlerinin tabibi; Ahmed-i Mahmud-u Muhammed Mustafa’dır.
Müslüman gençliğin kurtuluşu, Peygamber sevdasıdır
Bunalım ve kimlik krizi yaşayan, zaaf ve acziyetlerin zalim çarkına yenik düşmüş; gayesiz, hedefsiz, idealsiz bir gençliğin kurtuluşunun yolu; Hazreti Peygamber’in (S.A.V) terbiye mektebinden geçmektedir. Bu mektebin ilk mezunları ve örnek şahsiyetleri; Ashab-ı Kiram’dır. Sorumluluğunun farkında olan, umut ve hedef sahibi nice ashab; insanlık tarihinin gençlik idealine heyecan katmıştır.
O, ideal gençliğin serveri; Ahmed-i Mahmud-u Muhammed Mustafa’dır.
İffet ve namusun kalkanı, Peygamber sevdasıdır
Aile kurumunu, cinsiyete özgü mahremiyeti, iffet ve haya perdesini hedef alan sözleşmeler Müslümanlar için kabul edilemez, yok hükmündeki hezeyanlardır. İffet ve namus; mümin erkek ve mümin kadınlar için beden ve gönüllerin sağlam bir kalesidir. Gönüllerin en güzel süsü, haya duygusudur. Müslüman erkek ve kadınlar birbirlerinin eşleri ve tamamlayıcılarıdır. Müslüman erkekler; ailelerinin reisleri ve hamileridir. 'Üstünlük ise ancak takvadadır.' (Hucurat-13)
O, en makbul bir zevç ve en müşfik bir baba; Ahmed-i Mahmud-u Muhammed Mustafa’dır.
Toplumsal sorunların çözümü, Peygamber sevdasıdır
Toplumsal kargaşa ve kaosun çıkma sebebi; dil, ırk, ulus, soy, sop, mezhep, aşiret, meşrep, ekol, cemaat ve bunun gibi unsurların üstünlük vesilesi sayılmasıdır. Bu, tedavi edilmesi gereken manevi ve psikolojik bir hastalıktır. Kur’an’ın; dillerin ve renklerin farklılığını Allah’ın (C.C.) birer ayeti olarak sunması taarrüf sebebiyledir. Karşılıklı hakların kabulü, muhabbetin yüceltilmesi, sevgi ve saygı dilinin inşası, akrabalık ve sıla-i rahim duygularının ihyası; Hazreti Peygamber’in (S.A.V) şahsiyet mektebinin sürekli tavsiyelerindendir.
O, adil ve hakkaniyetli; Ahmed-i Mahmud-u Muhammed Mustafa’dır.
Ümitsizlik ve tembelliğin çaresi, Peygamber sevdasıdır
Bir kurdun ağacı kemirdiği gibi ümitsizlik ve tembellik de insanı yer ve bitirir. Müslüman; çağın ihtiyaçlarının idrakinde olan kişidir. İçinde bulunduğumuz çağın en önemli kazanımı; donanımlı ve kabiliyetli bireylerin yetiştirilmesidir. 'Öyleyse, bir işi bitirince diğerine koyul.' (İnşirah-7) ayetinin muhatabı olan Müslümanların lügatinde; tembelliğe, ümitsizliğe ve miskinliğe yer yoktur. Her Müslüman, kendi kabiliyet ve becerilerine göre Müslümanlara faydalı olmak sorumluluğundadır. İlmî donanımı elde etmek, ihtisaslaşma, fikri ve siyasi gelişimlerden haberdar olmak, ehliyet ve liyakati kuşanmak; Müslüman ahlakının gerekliliklerindendir.
O, işi ancak ehline veren; Ahmed-i Mahmud-u Muhammed Mustafa’dır.
Ümmetin ittihad ve selametinin anahtarı, Peygamber sevdasıdır
Avrupalı Müslümanlar başta olmak üzere dünyanın birçok farklı coğrafyalarında Müslümanlar baskı, saldırı, açlık, susuzluk, ekonomik ve siyasi ambargo, işkence ve katledilmelerle karşı karşıya kalmaktadır. Emperyalist güçlerin hadsiz saldırılarının sebebi; aziz İslam dinine artan teveccühtür. Ancak Dünya Müslümanlarının sessizliği ve parçalanmışlığı da bu hadsiz saldırganlara cesaret vermektedir. Bütün dünya halkları bilmelidir ki emperyalist ve sömürgeci güçler, tüm insanlığının düşmanıdır.
O, bütün hakların ve özgürlüklerinin teminatı; Ahmed-i Mahmud-u Muhammed Mustafa’dır.
Kudsiyet ve direnişin makamı, Peygamber sevdasıdır
Kudüs ve Mescid-i Aksa, her daim gönlümüzde ve aklımızda olan unutulmaz sevdamızdır. Müslümanların ilk kıblesi, kadim medeniyetimizin vazgeçilmez inancıdır. O nazlı mihraba ve kadim civara sahip çıkmak, akidevî bir meselemizdir. Esaretiyle gözleri yaşartan, melül bakışların sahibi Mescit; bir gün elbet azade olacaktır. Uğruna destanlar yazılan Mescid-i Aksa ve Filistin direnişi onurumuzdur. Bugün, uğruna hiçbir bedel ödemekten çekinmeyeceğimiz Kudüs davası; Müslüman gençliğin direniş azmidir. Bu kutlu direnişin ruhu, Hazreti Peygamber’in kutsallara karşı tavizsizliğinin bize mirasıdır.
O, mescitlerin imamı ve müdavimi; Ahmed-i Mahmud-u Muhammed Mustafa’dır.
Dünyevileşme ve ahlakî yozlaşmanın dermanı, Peygamber sevdasıdır
Hazreti Peygamber’in (S.A.V) insanlığa ışık tutan nebevî mesajları, bizler için birer şefkat parıltıları ve rahmet damlalarıdır. İslam; sosyal adaletin kurucusu ve hamisidir. Gelir dağılımındaki adaletsizlikler; toplumların kaosuna ve huzursuzluğuna sebeptir. Yardımlaşma ve paylaşma duygusunun yitirildiği toplumlarda dünyevileşme artar. Oysa sadaka, infak ve zekat; toplum saadetinin harcıdır.
O, insanlara karşı en cömert davranan; Ahmed-i Mahmud-u Muhammed Mustafa’dır.
Uhuvvet ve isarın vefası, Peygamber sevdasıdır
Fitne ve tefrikanın gönülleri titrettiği Müslüman coğrafyamızda cereyan eden ancak bizim olmayan savaşların basireti körelttiği, kardeş kavgasının Gayretullah’a dokunduğu bir demde; sahil-i selamet Hazreti Peygamber’in (S.A.V) kardeşlik mektebidir. Ahde vefanın kırgınlıkları dağıttığı, ülfet ve muhabbetin mesafeleri yakınlaştırdığı, diğergâmlık ve kadirşinaslığın gönüllere dokundurduğu kardeşlik medeniyetimizde hallolunmayacak hiçbir problem yoktur.
O, din kardeşlerine en çok merhametle davranan; Ahmed-i Mahmud-u Muhammed Mustafa’dır.
İmkân ve şartların kılavuzu, Peygamber sevdasıdır
Zaman; algı operasyonları ve psikolojik manipülasyonlarla toplumların dizayn edildiği, kavram karmaşası ve fikri yozlaşmaların arttığı, bireyselliğin ve mekanikliğin dayatıldığı zor ve bencil bir devrandır. Teknolojik gelişmeler, internet ve sosyal medya gerçekliği; baş döndürücü bir zemin sunmaktadır. İmkân ve şartların İslami ölçülerle kullanılması, Hazreti Peygamber (S.A.V) ferasetinin icabıdır. İnternet ve sosyal medya imkanının fayda ve zararının farkında olmakla beraber; 'Def'i mefâsid, celb-i menafiden evladır' kaidesince dikkatli ve bilinçli kullanmak öncelikli şarttır.
O, fayda ve zararları en güzel şekilde vasıflandıran; Ahmed-i Mahmud-u Muhammed Mustafa’dır."