Dünya edebiyatının seçkin yapıtları ile değerli birçok yazma eserin yer aldığı Atatürk Üniversitesi Prof. Dr. Fuat Sezgin Kütüphanesinde bir proje kapsamında araştırma yapan Edebiyat Fakültesi Bilgi ve Belge Yönetimi Bölüm Başkanı Prof. Dr. Dündar Alikılıç ve ekibi tarafından tarihin en eski Kâdî Beyzâvî tefsir nüshası tespit edildi.
750 yıl öncesine ait olduğu belirtilen nüshanın İslam tarihinin en eski tefsir nüshalarından olduğu değerlendiriliyor.
Üniversite tarafından yapılan açıklamada, yazarın hayattayken öğrencisi tarafından kaleme alınan eserde ayrıca Kâdî Beyzâvî’nin bu zamana kadar kesin olarak bilinmeyen vefat tarihi de yer aldığı belirtildi.
"İslam dünyasının yetiştirdiği büyük âlimlerden biri"
Konu hakkında açıklama yapan Prof. Dr. Dündar Alikılıç, "İslam dünyasının yetiştirdiği büyük âlimlerden biri olan ve birçok alanda eser veren Kâdî Beyzâvî'nin tefsir alanında yazmış olduğu Envârü't-tenzîl ve Esrârü't-te'vîl isimli eser onun bu alana ne kadar hâkim olduğunu göstermektedir." ifadelerini kulandı.
İslam tarihinin en eski nüshası gün yüzüne çıkarıldıAlikılıç, "Bu güzide tefsirin İslam yazmaları arasındaki istinsahlarının bolluğu, esere olan teveccühün bir göstergesidir. Aynı zamanda 250'den fazla şerh ve haşiyeye sahip olması ise Envaru’t-Tenzîl'in İslam âlimleri tarafından ona atfedilen önemin bir işaretidir." şeklinde konuştu.
Dünya üzerinde tespit edilen en eski nüshalardan birisi
Atatürk Üniversitesi Seyfettin Özege Yazma Eserler Koleksiyonu, Sakıp Danışmend yazmaları arasında yer alan bu nüshanın dünya üzerinde tespit edilen en eski nüshalardan birisi ve Kâdî Beyzâvî’ye ait olan en eski ve sağlam nüsha olduğunun altını çizen Alikılıç, "Bu nüshayı önemli kılan ise yazarın daha hayatta iken bizzat öğrencisi Zahîrüddin Abdüssamed b. Mahmûd b. Abdüssamed el-Fârûkî el-Fârâbî tarafından istinsah edilmesidir." açıklamasında bulundu.
Kâdî Beyzâvî'nin ölüm tarihi netleşti
Eserin el yazısıyla kopyasını hazırlayan öğrencisinin Kâdî Beyzâvî'nin yanında senelerce kaldığına, ondan ilim tahsil ettiğine ve hocasının eserlerine şerhler yazdığına dikkat çeken Prof. Dr. Alikılıç sözlerini şöyle sürdürdü:
Dünya kütüphanelerinde tespit edebildiğimiz yazmalar arasında İrân Milli Kütüphanede yer alan 3 bin 334 nüsha en eski nüsha olarak bilinmekte. Yazı çeşidi ve diğer tamamlayıcı bilgi olarak kağıt ve benzeri özellikler nüshanın bahsedildiği gibi en eski nüsha olmadığını ortaya çıkarıyor. Şu halde elimizde bulunan nüsha dünyanın en eski nüshası olma özelliğine sahip bir eserdir. Eserin bir diğer özelliği ise öğrencisi tarafından hocasının vefatına düşürülen bir tarihtir.
"Kâdî Beyzâvî'nin vefat tarihleri birçok eserde birbirinden farklı olarak gösteriliyor. Bu konuda görüş birliği yok. Diyanet İslam Ansiklopedisinde Beyzâvî'nin vefat tarihi konusunda 641 (1243) ile 716 (1316) yılları arasında değişen çok farklı tarihler veriliyor. Ancak kaynakların çoğu onun 685 (1286) yıllarında Tebriz'de vefat ettiğini belirtiyor. Öğrencisi tarafından Atatürk Üniversitesi Seyfettin Özege Yazma Eserler Koleksiyonunda yer alan bu nüshanın sonuna ise Kâdî Beyzâvî’nin vefatının Şevval 691/Eylül-Ekim 1292 tarihinde olduğuna dair bir not düşülmüş. Talebesinin hocasının vefatına kadar onun yanında kaldığı varsayıldığından, yazarın vefat tarihleri hakkında rivayetler ortadan kalkarak bu mühim nüsha ile vefat tarihi kesinleşmiş oldu." dedi.
Bu ve daha birçok önemli eserin Atatürk Üniversitesi kütüphanesinde yer aldığını belirten Rektör Prof. Dr. Ömer Çomaklı, yapılan çalışmalar ile böylesine kıymetli nice eserleri gün yüzüne çıkarma gayretinde olduklarını söyledi.
63 yıllık geçmişiyle Atatürk Üniversitesinin önemli bir arşive sahip olduğunu belirten Çomaklı, hem Kurumsal İletişim Direktörlüğü bünyesinde yürütülen arşiv çalışmalarının hem de kütüphanede gerçekleştirilen taramaların tarihi yeniden gün yüzüne çıkardığını aktardı.
"Tefsir Nüshasıyla ilgili çalışmalar devam edecek"
Kâdî Beyzâvî hakkında daha geniş bilgiye sahip olunan bu nüshanın önemi ve tanıtımı hakkında çalışmaların devam edeceğini belirten Prof. Dr. Çomaklı, "Böyle kıymetli eserleri kaleme alan, sahip çıkan ve günümüze ulaştıran herkese minnettarız. Onlar sayesinde nice hazineler bilgi dünyamızı süslemektedir. Bu vesileyle tarihin en eski tefsir nüshalarından birisini ortaya çıkaran akademisyenlerimize teşekkür ediyor, çalışmalarında başarılar diliyorum." diye konuştu.