İTTİHADUL ULEMA Fetva Kurulu "Yem ile beslenen hayvanların zekâtı verilir mi?" sorusuna yanıt verdi.
Fetvada, şu ifadelere yer verildi.
"Fıkıh literatüründe sâime; ahırda yem verilerek değil de senenin çoğunda mezralarda otlanan büyük ve küçükbaş hayvan anlamına gelmektedir. Malikî mezhebi hariç diğer mezheplere göre senenin çoğunda ahırda otlanan hayvana zekât düşmez. Malikiler ise davarların zekâtıyla ilgili bu şekilde bir ayrıma gitmez. Ancak bu görüş hem nassa hem de cumhura muhaliftir. Zira Efendimiz (aleyhissalatu vesselam) bir hadis-i şerifinde şöyle buyurmaktadır: 'Saime koyun kırka ulaşırsa içlerinden biri zekât olarak verilir (Buhârî "Zekât" 38, No: 1454).' Fakihler koyunu, kendilerine zekât düşen diğer hayvanlara kıyas ederek aynı şartın deve ve inek için de geçerli olduğunu söylerler. Bununla birlikte sadece koyun için değil, develerin zekâtı için de saimeliği şart koşan başka hadisler mevcuttur (Karadâvî, Fıkhuz-Zekât s.156).
Büyük ve küçükbaş hayvanlar sadece sütünden istifade etmek için ahırda besleniliyorsa sene içerisinde sütten elde edilen karlar nisaba ulaşmadığı sürece zekâta tabi olmaz. Dolayısıyla süt ticareti için büyük hayvan çiftliklerine sahip olanlar, elde ettikleri kârları (varsa) mevcut nakit paralarına ekleyip öyle zekâtını verirler.
Ancak söz konusu davarlar süt için değil de ticaret için bekletiliyorsa ve vakti geldiğinde satılacaksa ticaret malı hükmüne girer. Ticarete giriş tarihinden itibaren üzerinden bir yıl geçerse ve sene sonunda bu hayvanların toplam değeri nisaba ulaşırsa yüzde 2,5 oranında zekâtının verilmesi gerekir."