Müslümanlar için en hayırlı ay olan Ramazan ayında neler yapılması gerektiği ve bu ayda ailelerin gününü nasıl geçirmeleri gerektiği konusunda hatırlatmalarda bulunan Ağrı İl Müftü Vekili Murat Sarı, başlangıç tarihi olarak 13 Nisan Salı gününden itibaren ibadetlere ağırlık verilmesi ve bolca Kur'an-ı Kerim'e müracaat edilmesi gerektiğini söyledi.
Hicri Takvime göre 1442'nci Ramazan ayının Coronavirus (Covid-19) salgını gölgesinde geçmesinin üzücü olduğunu ve camilerde geçirilmeyecek her anın evde geçirilmesi gerektiğinin altını çizen Sarı, her bireyin, aile reisinin evini medreseye çevirmesi gerektiğini kaydetti.
Tavsiyelerine Hazreti Peygamberin duası ile başlayan Sarı, "Sevgili Peygamberimiz üç aylara girince; "Allah'ım bize recep ve şabanı mübarek kıl ve bizi ramazana ulaştır" diye dua ederdi. Biz de sevgili peygamberimizin bu duasıyla dua ettik bu güne kadar. Elhamdülillah artık Ramazana yaklaşmış bulunmaktayız, Yüce Rabbimiz cümlemizi sağlık ve afiyet içerisinde, bu salgın şartlarından kurtulmuş bir şekilde ramazan ulaştırsın, Ramazanı da ibadet içerisinde geçirmeyi cümlemize nasip etsin." dedi.
"Müslüman olarak Ramazana kavuşmanın sevincini yaşarken…"
Tavsiyelerinde Ramazan ayının önemi üzerinde duran Sarı, "Ramazan aynı zamanda oruç ayıdır, İslam'ın beş temel esaslarından biri olan orucun ifa edildiği, tutulduğu bir aydır. Aynı zamanda hayat rehberimiz Kur'an-ı Kerim indirildiği aydır. Ramazan bir müminin hayatında farklı bir konumda, farklı bir yerdedir. Dolayısıyla bizler mümin olarak, Müslüman olarak Ramazana kavuşmanın sevincini yaşarken aynı zamanda içerisinde bulunan bu salgın şartlarının da git gide ağırlaştığını görüyoruz ve bunun üzüntüsünü yaşıyoruz." ifadelerini kullandı.
"Oruç manevi hayatımızı terbiye eder"
Mümin'in bireyin her anı fırsata çevirebilen olduğunu söyleyen Sarı, "Maalesef bu sene Ramazan ayında, her sene coşkusunu yaşadığımız o mukabelelerin, teravihlerin, camilerin, camii cemaatlerinin, bir önceki yıla oranla belki aynı hissetmeyebiliriz ama mümin her anı fırsata dönüştürebilen kimsedir. Oruçlar nefsimizi terbiye eder, oruç manevi hayatımızı terbiye eder. Hem bedenimizi hem maneviyatımızı temizleyen bir ibadettir oruç. Ramazan ayı Kur'an ayıdır, mademki salgın şartları hakim, çok fazla dışarı çıkamıyoruz, daha çok Kur'an ile hasbihal olalım, daha çok Kur'an okuyalım, Rabbimizle mükalemede bulunalım, Kur'an ile olan münasebetimizi gözden geçirelim." şeklinde konuştu.
"Her bir kardeşimiz evini aynı zamanda bir mescide dönüştürmeli"
Murat Sarı sözlerini şöyle sürdürdü:
Camilerimizde maalesef bu sene teravihlerimizi kılamayacağız, bu nedenle her birimiz, her bir ev reisimiz, her bir kardeşimiz evini aynı zamanda bir mescide dönüştürmeli. Camii de değil de kendi evlerinde, kendi aile efradıyla, kendi aile bireyleriyle cemaat oluşturarak gerek vakit namazlarını ve özelikle de teravih namazlarını mutlaka evlerimizde kılmalıyız. Teravihin bu hazzını, bu coşkusunu bu sevincini ve bu mutluluğunu mutlaka ailelerimizle yaşamalıyız. Ramazan ayı bir müminin hayatını gerçekten de bakıma aldığı aydır. Ramazan bizim ahlakımızı değiştirmeli, bizim davranışımızı olumlu manada etkilemeli. Biz oruç tutarken midemizi aç bırakmaktan ibaret kalmamalıyız, orucumuz konuşmamıza yansımalı, davranışlarımıza yansımalı, komşularla olan ilişkimize yansımalı, ticaretimize yansımalı ve bütün hayatımızı tanzim etmeli, etkilemeli diye düşünüyorum.
Ramazan ayında yardımlaşma duygusunun da ön plana çıkması gerektiğini belirten Sarı, "Ayrıca ramazan ayının en önemli özeliklerinden biri de yardımlaşmanın, kaynaşmanın, paylaşmanın, bir biriyle dertleşmenin, hemhâl olmanın en yoğun bir şekilde yaşandığı aylardan biridir. Bu nedenle ramazan ayı içerisine aynı sofra etrafında bir araya gelmek belki mümkün değildir bu salgın şartlarında ama yine de fitrelerimizle, zekatlarımızla, bağışlarımızla hele hele bu salgından dolayı işini kaybetmiş, aşını kaybetmiş kardeşlerimize bir nebze de olsun destek olmak amacıyla kardeşlerimizi görüp gözetmeliyiz." diye konuştu.