KAPAT

Adana'da Çin zulmü protesto edildi

İHH'nin Türkiye genelinde olduğu gibi Adana'da da Çin zulmünü protesto amacıyla düzenlediği basın açıklamasında, Doğu Türkistanlı Müslümanların yaşadığı zulmün sona ermesinde Türkiye'nin öncü rol oynaması gerektiği vurgulandı.

İHH Adana Şubesi, Adana'nın merkez Seyhan ilçesinde bulunan Ulu Camii önünde Çin'in uygulamış olduğu zulüm ve asimile çalışmalarına tepki göstermek amacıyla basın açıklaması düzenledi.

Açıklamada, komünist Çin yönetiminin, 2014 yılından itibaren "Teröre Karşı Sert Darbe Operasyonu" ve ilan edilen "75 Aşırılık Belirtisi"yle başlattığı keskin saldırılarla, 2017 Nisan'ından itibaren Doğu Türkistan genelinde yoğun bir şekilde kurmaya başladığı ve sayılarının bin 200'ü geçtiği belirtilen toplama kamplarıyla Doğu Türkistanlı Müslümanları hayatın her alanında zulme maruz bıraktığı belirtildi.

"Evlerinden, çocuk ve eşlerinden, anne-babalarından, akraba ve arkadaşlarından, işlerinden, okullarından kopartılan Müslümanlar, dünyanın en ağır işkence ve mahrumiyetlerini yaşayan 8 milyon Doğu Türkistanlı, Çin'in 'Gönüllü Mesleki Eğitim Kampları'nda soykırıma uğruyor." denilen basın açıklamasında, şu bilgilere yer verildi:

Zalim Çin yönetimi, Doğu Türkistanlı Müslümanları toplama kampına alabilmek için bir çadıra ya da pusulaya sahip olmak, mutfağında birden fazla bıçağı olmak, pasaportu olmak, başörtüsü takmak, camiye gitmek, oruç tutmak, okulda ve resmi dairelerde ana dili kullanmak gibi fiilleri yeterli görüyor.

Açıklamada, Çin'in genel hukuk ilkesi olarak bilinen masumiyet karinesini hiçe saydığı belirtildi.

"Çin zulmü artarak devam ediyor"

Ülkesinde yaşanan zulmü anlatan Doğu Türkistanlı genç, son yıllarda Çin zulmünün kat kat artarak katliam boyutuna ulaştığını söyledi.

Müslüman Doğu Türkistanlıların, Çin'in iç kesimlerine iş gücü olarak gönderildiğini ve Doğu Türkistan'da boşalan iş alanlarının ise Çinliler tarafından doldurularak demografik yapının kasıtlı olarak bozulduğunu kaydeden Doğu Türkistanlı Genç, "Doğu Türkistan'daki 8 milyondan fazla erkek kamplarda. Müslüman erkekler kamplara alınınca onların eşlerinin evlerine 'Kardeş Aile Projesi' adıyla Çinli erkekler yerleştiriliyor. Doğu Türkistanlı çocuklar ise Çinliler tarafından sözde evlat edinme bahanesiyle alıkonuluyor. Müslüman Doğu Türkistanlı çocuklar kendi milletlerine karşı Çinli olarak yetiştiriliyor." dedi.

Doğu Türkistan'da ifade etmekte dahi haya edilen ahlaksızlıkların ve zulümlerin yaşandığını ifade eden İnsan Hak ve Hürriyetleri İnsani Yardım Vakfı (İHH) Adana Şube Başkanı Mahmut Eraslan, Çin'in her türlü ahlaksızlığı yapacak potansiyelde olduğunu söyledi.

"Şaka değil soykırım!"

İstanbul'da Çin Konsolosluğu önünde 10 yaşlarındaki küçük bir kız çocuğunun gözyaşları içerisinde, "Sizin çocuklarınız yok mu? 4 yıldır babamı ve kardeşlerimi görmüyorum!" dediğini aktaran Eraslan, oyun çağındaki bir çocuğun yaşadığı travmayı hiç kimsenin tarif edemeyeceğini ifade etti.

Son 9 yıldır Doğu Türkistan'ın tam bir cinnet halini yaşadığını vurgulayan Eraslan, 11 Eylül sonrasında terörle mücadele bahanesiyle Doğu Türkistan'a yönelik baskıların arttığını ve 2012 sonunda Xi Jinping ile başlayan sürecin apayrı acı bir öyküsünün olduğunu kaydetti.

Eraslan, "Dünya tarihinde bir milletin topyekûn gözaltına alındığı, kadın erkek, genç yaşlı toplama kampları, çocuk kampları ve hapishanelere doldurulduğu, kalanların da 'aile olmak' projesi adı altında evlerde Çinli gardiyanların insafına terk edildiği, insanların sokaklarda dahi yüz tanıma sistemleriyle adım adım izlendiği başkaca bir dönem var mı bilemiyoruz." ifadelerini kullandı.

Eraslan, 2'nci Dünya Savaşı'ndan bu yana kitlesel olarak en büyük özgürlükten men etme operasyonunun Doğu Türkistan'da yürütülmekte olduğunu kaydetti.

"Dünyanın insanlık adına Doğu Türkistan için söyleyecek bir sözü olmalı"

Toplama kamplarında keyfî güç kullanımı, özgürlüğün sistematik olarak kaldırılması, kültür ve inançların tahkiri, ideolojik baskılama, insanlıktan çıkarma, taciz, tecavüz, fiziki ve psikolojik işkence, cinayet ve soykırım suçları işlenmekte olduğunu ve bu kamplarda tüm insan haklarının ihlal edildiğini söyleyen Eraslan şu ifadeleri kullandı:

Çin, BM İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi'nde ilan edilen tüm hakları gasp etmekte, BM Soykırım Sözleşmesi'nde bulunan 5 maddenin tamamını ve dahi Roma Statüsü'nde düzenlenen 'Soykırım Suçu ve İnsanlığa Karşı Suçlar'ın tamamını ihlal etmektedir.

Bu insanlarla aynı gökyüzünün paylaşmak ve onların acı ve ıstıraplarına, yürek yangınlarına, kalp kırıklıklarına uzaktan da olsa şahitlik etmek, bizleri yaşadığımız çağın adaletten uzak düzeninde insanlığımızdan utandırıyor. Dünyanın insanlık adına Doğu Türkistan için söyleyecek bir sözü olmalı!

İslam İş Birliği Teşkilatı ya İslam ülkelerini bu zulme karşı mobilize etmeli ya da kendini lağvetmelidir. Zira İİT'in mevcut tutumu Çin'i daha da cesaretlendirmektedir. Türkiye bu zulmün bitirilmesi için öncü olmalıdır. Çin bu zulmü sonlandırıncaya kadar tüm dünya halkları Çin mallarını boykot etmelidir.

Doğu Türkistan'daki toplama kamplarının kayıtsız şartsız bir an evvel kapatılmasını ve bölgede uygulanan tüm hak ihlallerine derhal son verilmesini isteyen Eraslan, BM'nin, Çin'in insan haklarını ayaklar altına alan toplama kampları vahşetini derhâl durduracak sahici adımlar atmasını gerektiğini söyledi.

Şehid Hasan'ın babası Mehmet Gökgüz: Azmettiriciler de yargılanmalı
Mısır'daki idam kararları​ Şanlıurfa'da protesto edildi
Mevsimlik tarım işçileri insanca bir yaşam istiyor
​PKK'nin Mersin'de katlettiği muhterem bir alim: Molla Fehim Yönden
​Mısır’daki idam kararları Mardin’de protesto edildi