Adıyaman'da TPAO tarafından petrol kuyusu kazma sırasında meydana çıkan sıcak suyun değerlendirilmesi ve elde edilen enerjiyle üretimin sağlanması adına kurulan seralarda dört mevsim üretim yapılmakta.
Yıllardır kurdukları serada üretim yapmaya çalıştıklarını belirten Mevlüt İrfan Türker "2014 yılında bu işletmeyi kurduk. Seramızda üretimimiz topraksız tarıma dayanmaktadır. Seralarımızda çalışan emekçilerimizin yüzde 80'i bayanlardır. Sera ürünleri dendiği zaman halk yanlış ön yargılarda bulunuyor, ürünleri ilaçlı zannediyor. Ama ürünlerimiz, tarlalarda bulunandan daha kaliteli, daha hijyenik ve daha organiktir. Bu ürünleri Adıyaman iç piyasasına, çevre illere satıyoruz. Talep doğrultusunda yurt dışına da gönderiyoruz." dedi.
"Salgının en büyük etkisi üreticilere oldu"
Salgın nedeniyle üreticinin zor günler geçirdiğine dikkat çeken Türker "Salgının en büyük etkisi, üreticilere oldu. Malzemelerin yüzde doksanı yurt dışından dolar üzerinden geldiği için maliyet yüksek oluyor. Eskiden 40-50 liraya aldığımız gübrenin torbası şu an 350 lira olmuş. 10 yıl önce de domatesi 3 liraya veriyorduk, şu anda da 3 liraya veriyoruz. Üreticiler olarak çok zor durumdayız. Yer altından çıkan sıcak su üzerine kurduğumuz sistem yardımıyla serayı ısıtıyoruz. Tek avantajımız budur." ifadelerini kullandı.
"Vergi düşürüldüğünde bizim maliyetlerimiz de düşecek"
Türker "Ürünün düşük fiyata gitmesi vatandaşın kârına değildir. Çünkü üretimde istikrarın olması gerekiyor. Şu an da üç buçuk liranın üzerinde bu domateslerin bize maliyeti var. Biz bunu bir yıl bilemedin iki yıl daha yaparız. Artık satıp yerine koyacak bir şeyimiz kalmayınca ondan sonra vatandaş bunu karaborsada bulamayacak. Önemli olan bir şeyin sürekli olmasıdır. Ne vatandaş fazla para ödesin ne de üretici zarar etsin. İkisinin dengesini sürekli olarak devam ettirmemiz lazım. Herkes bundan nasiplenecek herkes ekmeğini yiyecek. Ucuz olması vatandaşın kârına değil zararınadır. Özellikle vergi düşürüldüğünde bizim maliyetlerimiz de düşecek. Maliyetimiz düştüğü zaman ben bu ürünleri üç buçuk liraya satacağıma bir buçuk iki liraya satar sürümden kazanırım. Ben de ekmek yerim vatandaş da bundan faydalanır." şeklinde konuştu.
Serada geçimini temin etmek için çalıştığını dile getiren Keziban Akgül "Çocuklarımın hepsini okuttum. Çocuklarım da herhangi bir yere yerleşemediği için çalışmaya mecburum. Ben kendim ve çocuklarım için çalışmaya mecburum. İşe artık alıştığımız için bize zor gelmiyor. Çok çalıştığımız için alıştık artık." dedi.
Emeklerinin karşılığını aldıklarını dile getiren Fatma Cici "Serada çalışmak kolaydır ondan dolayı burada çalışıyoruz. Allah razı olsun buradaki işverenler iyi insanlar. Maddi olarak bize emeğimizin karşılığını veriyorlar. Biz de para kazanmak için çalışıyoruz. Burada yetiştirilen sebzelerin çoğu şehir dışına satılıyor." ifadelerini kullandı.