Söz konusu rapor, siyonist rejimin, işgal altındaki Filistin topraklarının statüsünü ve demografik yapısını değiştirmeye yönelik gayrimeşru eylemlerinin bir parçasını oluşturan, 'Filistinlilere ait evlerin hukuka aykırı şekilde yıkılması'na ışık tutuyor.
Raporda yer alan verilere göre, işgalciler, 2020 yılında Kudüs’le birlikte Batı Şeria'da, aralarında 531 küçük çocuğun da bulunduğu toplam bin 34 Filistinli vatandaşın içinde barındığı 277 evi yıktı.
Yıkım faaliyetlerinin büyük bir kısmının işgal altındaki Kudüs kentinde gerçekleştiğine dikkat çekilen raporda, burada 148 evin yerle bir edildiği ve bundan dolayı 450 kişinin açıkta kaldığı ifade edildi.
Raporda, işgal rejiminin, 2006’dan 2020’ye kadarki zaman zarfında Batı Şeria’da en az 1675 konutu yıktığı kaydedildi. Bu yıkımların, 3 bin 660 çocukla beraber 7 bin 277 kişinin evsiz kalmasına yol açtığı belirtildi.
Öte yandan raporda, işgal altındaki Kudüs başta olmak üzere Filistin topraklarında yaşam mücadelesi veren birçok ailenin, siyonist işgal rejiminin dayattığı yıkım ücretini ödeyemeyeceği için evlerini kendi elleriyle yıkmak zorunda kaldığına işaret ediliyor.
İşgal altındaki Filistin topraklarında, Filistinlilere imar izni konusunda zorluk çıkaran ve Filistinlilerin yaptığı imar izni başvurularının tamamına yakınını reddeden işgalciler, Filistinlilere ait binlerce evi "ruhsatsız" olduğu bahanesiyle yıkma tehdidinde bulunuyor.
Bunun mukabilinde işgal rejimi, Filistin’deki demografik yapıyı değiştirmek için çeşitli yollara başvuruyor. Filistinlileri çeşitli bahanelerle şehirden sürgün ediyor, zorunlu göçe tabi tutmak için baskı yapıyor, topraklarına el koyuyor, evlerini yıkıyor ve yeni ev yapmalarına izin vermiyor. Ancak diğer taraftan siyonist yerleşimcileri şehirde kalmaya teşvik ediyor, onlara her türlü kolaylığı sağlıyor ve inşaat taleplerine hemen cevap veriyor.